Gündem

Güzel Türkçemiz

Güzel Türkçemiz

“Dil, milleti oluşturan fertleri birbirine bağlayan bir bağdır. Çünkü ifade aracı olarak dil, en yaklaştırıcı ve kaynaştırıcı bir temel unsurdur. Dil, millet denilen toplumun en önemli sosyal varlığıdır. Milli kültürün ilk ve en önemli unsurudur. Kültür değerlerinin çoğu dille ifade edilir; dilde ifadesini bulur. Kendi dilimiz olmadan, kendimize özgü edebiyatımızın, müziğimizin olması düşünülemez” demiş yurdumuzun kurtarıcısı, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk.

Ayrıca Atatürk “Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği nihayetsiz felaketler içinde ahlakını, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyi­nin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili, Türk milletinin kalbidir, zihnidir.” diyor. Ahlaksız, ananesiz, hatırasız, kalpsiz, zihinsel bir millet yaşayabilir mi? Varlığını sürdürebilir mi? Dil, milleti oluşturan fertleri birbirine bağlayan bir bağdır. Çünkü ifade aracı olarak dil, en yaklaştırıcı ve kaynaştırıcı bir temel unsurdur. Dil, millet denilen toplumun en önemli sosyal varlığıdır. Milli kültürün ilk ve en önemli unsurudur” diyerek Türk Dil Kurumunu kurmuştur.

“Dillerini kaybeden milletler çok şey kaybetmiş demektir, yok olmaya mahkumdur” fikrine inanan Atam’ın talimatıyla 1932 yılında kurulan Türk Dil Kurumunun sitesinde;

Görevimiz: Türkçenin yazılı ve sözlü kaynakları üzerine bilime dayalı araştırmalar yapmak; Türkçenin bilim, sanat, edebiyat ve öğretim dili olarak gelişmesini ve her alanda doğru kullanılmasını sağlamaktır.

Hedefimiz: Türk dilinin zenginliğini meydana çıkarıp onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek ve Türk dünyasında ortak anlaşma dili, dünyada ise yaygın ve geçerli bir dil konumuna getirmektir.

Dilin bu kadar önemli olduğu her fırsatta vurgulanırken birisi çıkıyor ne diyor?

19

“Türkçe öldü” diyor birisi ve imam hatiplerde Türkçe konuşulmasının yasaklanmasını öneriyor. Bu kişi amacını şu sözlerle açıklıyor: “Arapça öğretilirken ikinci bir dil kullanılmaması gerekir. Öğrenciler, öğretmenleri ile ancak Arapça diyalog kurabileceklerdir. Öğrenci teneffüslerde öğretmeni ile ancak Arapça konuşabilir. Ya konuşur ya da yanında tercüman getirir.”

20

Bu sözleri söyleyen kişi, bu yazıyı yazan benim gibi, bu yazıyı okuyan sizler gibi, ya da kahvede, sokakta dolaşan yüzlerce sıradan insanlardan birisi olsa sorun yok. Kendi fikridir, kimseyi bağlamaz, hiç de önemli değil der geçer insan.

21

Ama ne yazık ki bu sözleri söyleyen kişi geçenlerde Milli Eğitim Bakan Yardımcısı olarak atandı. Yani çocuklarımızı emanet ettiğimiz milli eğitimin en tepe noktasına, Bakan’dan hemen sonraki yetkili oldu bu fikre inanan insan.

Bu atamayı imzalayan sayın Cumhurbaşkanını etrafındakiler mutlaka yanıltıyorlar. O kadar işinin, yoğun çalışmalarının arasında kendisinin bütün bunları araştırıp bilmeye imkanı ve zamanı yok mutlaka. Haberi olsa bu kişinin sözlerinden onu bakan yardımcısı olarak atamaz, atama emrini imzalamaz ve onaylamazdı. Ben buna inanıyorum, eminim imzalamayacağını, etrafındakiler yanıltmasa. Kültür ve Turizm Bakanlığı 2019-2020 Özel Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Bir

milleti maziden atiye taşıyan kültürse, o kültürün en önemli unsuru da dildir. Kültür, dil kalıbında şekillenip, dil kabında gelecek kuşaklara aktarılır. Dil olmadan insan, aile, toplum, millet, kültür ve medeniyet de olmaz. Diline sahip çıkmayan, dilini zenginleştiremeyen milletler, tıpkı kökleri kuruyan ağaçlar gibi, esen rüzgârlar karşısında devrilmeye mahkûmdur” diyen Cumhurbaşkanı’na buradan sesleniyorum.

Lütfen etrafınızdakilerin sizi yanıltmasına izin vermeyin ve “Türkçe öldü” diyen bakan yardımcısını görevden alarak dilimizi seven ve dilimize önem veren, dilimize sahip çıkan bir eğitimciyi o makama getirin. Bu insanı görevden alın çünkü sizin kendi ifadenize göre milletimiz “kökleri kuruyan ağaçlar gibi, esen rüzgarlar karşısında devrilmesine” izin vermeyin sayın Cumhurbaşkanı.

İlgili Makaleler