Kültür

Atatürk 1881-1919

Hafta sonunda pazar gününü Sinema Günü ilan ettim. İstanbul sinemalarında oynayan Atatürk filmini mutlaka izlemeyi düşünüyordum.

Atatürk 1881-1919

Hafta sonunda pazar gününü Sinema Günü ilan ettim. İstanbul sinemalarında oynayan Atatürk filmini mutlaka izlemeyi düşünüyordum. Bu hafta geldi film Gölcük’e.

Hafta içindeki gündüz matinelerine birçok kademedeki okulların toplu halde getirildiğini biliyorum. Ben de pazar günü gündüz makinesinde bilet alıp sinema salonunda yerimi aldım. Sinema salonunun yarıdan fazlası doluydu. Her yaştan birçok çocuk da filmi izlemeye gelmişti.

Önceki günlerde filmi izleyenlerin yorumlarına bakmıştım. Çok sayıda yorumu okudum. Kimisi çok güzel, harika bulduğunu yazmıştı. Kimisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü canlandıran Aras Bulut İynemli’nin oyununu beğenmemişti. Kimisi filmi hiç beğenmemişti. Hatta filmi izlediği zaman dilimi için “Hayatımdan çalınan iki buçuk saat” cümlesini kuran bile vardı.

Ben senelerdir “Neden bir Atatürk filmi çevrilmez?” diye düşünüyordum zaten. Bu fikirde olduğum için bu filmin bir eksikliği tamamlayacağı düşüncesiyle ilk fırsatta filmi görmek için sinemaya gittim.

Atatürk’ün çocukluğundan başlanmış, babasının ölümü konu edilmiş. Askeri okula gidişi, okuldan mezun oluşu gösterildi. Daha sonra gözaltına alınması gösterildi. Sofya’daki kıyafet balosuna yeniçeri kılığıyla katılınca herkesin ilgisini çektiği gördük. Bulgar generalinin kızı ile dansı harikaydı.

Birinci Dünya Savaşının başlayacağını arkadaşlarıyla konuşurken, haritalar üzerinde yaptığı incelemede “Almanlar kaybedecek” öngörüsünde bulunduğu gayet güzel işlenmiş.

19

Daha sonra “Cephede görev isteyeceğim” diyerek Sofya Askeri Ataşeliğini bırakarak İstanbul’a döndüğü ve Çanakkale’de görevlendirildiği gösterildi.

20

Çanakkale’de diğer subayların emirlerini yerine getirirken bitkin durumda olan Mehmetçikleri “Sizlere üşümeyi emrediyorum, donmayı emrediyorum, ölmeyi emrediyorum. Bizler burada donacağız, öleceğiz ki, Anadolu’daki anamızın babamızın ocağı tütecek. Bizler burada düveli muazzamanın gemilerini durduramazsak baba ocağımız söner” sözleriyle motive etmesi muhteşemdi.

21

Bu sözlerle de film bitti.

Ben bir sinema eleştirmeni değilim, kendi halinde sakin bir sinema izleyicisiyim. Bu gözle filmi izledikten sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü canlandıran Aras Bulut İynemli’yi başarılı buldum. Diğer oyuncular da başarılıydı. Kostümler ve savaş sahneleri de başarıyla çekilmiş bence.

Ama senaryoya ve filmin adına itirazım var. Filmin adını Atatürk 1881-1919 koymuşlar. Ama film Çanakkale savaşının başlangıcıyla bitmiş. Filmin adı Atatürk 1881-1914 olmalıydı.

Film Çanakkale Savaşı başlamadan bitmesi gayet güzel olmuş. Bu filmler seri halde devam etmeli. Bu film serinin ilk filmi olmalı.

Çanakkale Savaşı başlı başına serinin ikinci filmi olarak çekilmeli. Ama bütün detaylarıyla anlatılmalı Çanakkale Savaşı. Seyit onbaşıdan tutun da, cephede vurulup cep kurşunun cep saatine isabet etmesiyle hayatının kurtulmasına kadar, onbeş yaşında hayatını kaybeden lise öğrencilerine kadar her detayı anlatılmalı.

Daha sonra Samsun’a çıkış, Erzurum ve Sivas Kongreleri ve Kurtuluş Savaşı serinin üçüncü filmi olmalı. Kurtuluş Savaşımız da en ince detaylarıyla işlenmeli. Tarihi kahramanlarımız teker teker canlandırılmalı. “Bebem anasız büyür de vatansız büyüyemez.” deyip, 20’li yaşlarındayken cepheye koşan Nene Hatun’dan tutun da Kara Fatma’ya kadar. İngiliz İşgal Kuvvetlerinin Komutanı General Harrington’un makam otomobilini çalıp Akşehir’e kadar sürerek Mustafa Kemal Paşa’ya teslim edere

tarihte eşi benzeri görülmemiş bir olayın kahramanı olan Topkapılı Mehmet’e kadar her detay anlatılmalı.

Serinin sonu, yani dördüncü film de 1923-1938 tarihleri arasını, yani cumhuriyet dönemini kapsamalı. Devrimler, cumhuriyetin ilk 15 yılında açılan fabrikalar, her şey anlatılmalı bence.

Ama bu filmler çekilirken mutlaka tarihçilerden danışmanlık hizmeti alınmalı. Ama öyle her tarihçiden değil, İlber Ortaylı gibi, Murat Bardakçı gibi, Sinan Meydan gibi güvenilir tarihçiler filmler çekilirken mutlaka nezaret etmeli diye düşünüyorum.

Bu dört filmlik seri de milletimizin tüm çocuklarına, öğrencilerine izletilmeli. İlkokulda mı yoksa ortaokulda mı olur ona pedagoglar ve eğitimciler karar versin ama yurdumuzun nasıl, ne zorluklarla düşmanlardan kurtarıldığını, cumhuriyetimizin nasıl kurulduğunu bütün çocukların öğrenmesi gerek.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir