Kültür

Ä°BADETLERE DEVAM ETMENÄ°N FAZÄ°LETÄ°

Ä°BADETLERE DEVAM ETMENÄ°N FAZÄ°LETÄ°

Yüce Allah insanoğluna sayısız nimetler vermiştir.Yerleri ve gökleri insanoğlunun emrine vermiş,insanoğlunun da ibadet etmesini istemiştir.

Yüce dinimiz Ä°slam’a göre, ibadetlerde asıl olan halis bir niyetle, düzenli ve sürekli yapılmasıdır. Ancak o zaman ibadetlerde hedeflenen takvaya ve ebedî kurtuluÅŸa eriÅŸme gerçekleÅŸebilir. Bunun için insanın Allah’a kullukta samimi, bilinçli ve azimli olması gerekir.

 

Müslüman, her ÅŸart ve durumda Allah’a kullukta sebat etmelidir. Ne sahip olduÄŸu mal mülk, makam mevkii, ne evlatlar yani hiçbir dünyevî menfaat insanı Allah’a kulluktan alıkoymamalıdır. Kur’an-ı Kerim bu konuda mü’minlere şöyle ikazda bulunmaktadır:”Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, iÅŸte onlar ziyana uÄŸrayanların ta kendileridir.”(Münâfikûn, 63/9)

 

Bunun gibi insanın karşılaÅŸtığı sıkıntılar ve başına gelen musibetler de onun Rabbine ibadet etmesine mani olmamalıdır. Ä°nsana her ÅŸart altında kulluk yaraşır, zira onun fıtratında mabuduna boyun eÄŸme ve itaat etme temayülü vardır. Yaratıcısına kulluk yapmasının önünde nefis, ÅŸeytan vb. bir takım engeller vardır, ama o bu engelleri aÅŸacak yetenek ve güce de sahiptir. Kur’an’da, “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım”(Zâriyât, 51/56) buyrularak insanların ve cinlerin yaratılış amaçlarının sadece Allah’a kulluk etmeleri olduÄŸu bildirilmektedir. Bu ayet gerek insanların gerekse cinlerin Allah’a kulluk etmeye elveriÅŸli bir yapıda yaratıldıklarına ve buna uygun yeteneklerle donatıldıklarına iÅŸaret etmektedir.

19

 

20

Yüce Allah’a kulluk yapması için yaratılan insana Kur’an’da bu sorumluluÄŸu sık sık hatırlatılmıştır. Bir ayet-ikerimede şöyle buyrulmuÅŸtur: “Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız.”(Bakara, 2/21)”De ki: “(Ey insanlar!) KulluÄŸunuz ve niyazınız olmasa Allah size ne diye deÄŸer versin!” (Furkân, 25/77) ayetinde ise, Allah’ın ancak kendisine ibadet ve taatte bulunanlara deÄŸer verdiÄŸi belirtilmiÅŸtir.

21

 

Bütün bir hayatı bizler için güzel örneklerle dopdolu olan Peygamber Efendimiz (s.a.s.), en zor ÅŸartlarda bile ibadetlerine ara vermemiÅŸ, ashabına da ibadetlerde ve hayırlı iÅŸlerde devamlı olmalarını tavsiye etmiÅŸtir. (Buharî, Cum’a, 1084)

 

Ä°nsanlardan ticaret, alış-veriÅŸ gibi dünyevî birçok meÅŸguliyetleri bulunduÄŸu halde, her hâlükârda Allah’akulluktan geri kalmayan kimselerden övgüyle bahsedilmiÅŸtir. Kur’an’da şöyle buyrulmuÅŸtur: “Hiçbir ticaretin ve hiçbir alış veriÅŸin kendilerini, Allah’ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekâtı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar vardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.”(Nûr, 24/37)

 

Ä°slam’a göre ibadetlerde süreklilik esastır. Buna göre insan ömrünün belli bir bölümüne yahut bir yıl içerisinde sadece belli gün, gece veya aylara mahsus bir ibadet anlayışı dinin özüne tamamen aykırıdır. Nitekim Kur’an-ı Kerimde, “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et”(Hicr, 15/99)buyrulmaktadır.

 

Yine bir kısım ayetlerde, bütün ibadetlerin özü ve özeti olma özelliÄŸinden dolayı dinin direÄŸi sayılan namazın devamlılığına vurgu yapılmıştır.(Bkz. Bakara, 2/238; Tâhâ, 20/132)”…Bana yaÅŸadığım sürece namazı ve zekâtı emretti”(Meryem, 19/31)ayetinde ise ibadetlerin insanın hayatı boyunca yerine getirmesi gereken bir kulluk borcu olduÄŸuna iÅŸaret edilmiÅŸtir.Peygamber Efendimiz (s.a.s.) deibadetlerin sürekli ve düzenli yapılmasının önemini belirterek şöyle buyurmuÅŸtur:”Amellerin Allahu Teâlâ’ya en sevimli olanı, az da olsa devamlı olanıdır.”(Müslim, Müsâfirîn, 218)

Ä°nsanın, Rabbine karşı duyduÄŸu derin saygının gereÄŸi olarak bir ömür boyu hiç ara vermeksizin O’na ibadet etmeyi sürdürmesi bir kulluk görevi olmanın yanında O’nun türlü nimetlerine karşı bir şükür ifadesidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) de, çok ibadet etmesinin nedeni sorulduÄŸunda,”Şükreden bir kul olmayayım mı?” diye karşılık vermiÅŸtir. (Buharî, Teheccüd, 6) Efendimiz (s.a.s.) bu cevabıyla Allah’ın lütuf ve ihsanlarına karşılık şükretmiÅŸ olmak için ne kadar ibadet edilse yine de yeterli olamayacağını vurgulamış olmaktadır.

 

Bu nedenle; “Herhangi birinize ölüm gelip de, “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!” demeden önce”(Münâfikûn, 63/10)buyrulduÄŸu üzere, ecel gelip bizi yakalamadan önce bizi yaratan, yaÅŸatan ve sayısız nimetlerle bizlere ikramlarda bulunan Yüce Rabbimize şükrümüzü ifade etmek ve kulluk görevlerimizi yerine getirmek için gayret göstermeliyiz.

Ramazan ayında elde ettiğimiz faziletleri ve salih amelleri korumalı,

 İbadetlerimizi aksatmadan düzenli bir şekilde yerine getirmeye devam etmeliyiz.

Ä°lgili Makaleler