Güncel

ABD’nin “Bizim oğlanlar yaptı” dediği 12 Eylül 1980

“UNUTMAYACAĞIZ! UMUTSUZ OLMAYACAĞIZ!”

ADD Gölcük Şube Başkanı Cemil Özbaş, 24 Ocak 1993’te Gazeteci Uğur Mumcu ve 31 Ocak 1990’da da ADD’nin Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy’un katledilmesini hatırlatarak, “Her yıl bu iki cinayetin işlendiği 24 Ocak ile 31 Ocak tarihleri arasındaki Adalet ve Demokrasi Haftası’nda aziz şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmama kararlılığımızı yineliyoruz” dedi.

ADD Gölcük Şube Başkanı Cemil Özbaş yaptığı basın açıklamasının devamında şunları dile getirdi;

  1. Adalet ve Demokrasi Haftası’nda emperyalizm ve hain işbirlikçilerinin aramızdan aldığı devrim şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.

31 Ocak 1990’da evinin önünde iki kahpe kurşunla katledilen Kurucu Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’un ve 24 Ocak 1993’te otomobilinde tuzaklanan Kalpaksız Kuvvacımız Uğur Mumcu’nun yok edilmeleri emperyalizmin ilk halka seri siyasi cinayetler tuzağının ikinci halkasının başat kilometre taşlarıdır.

İlk hafta cinayetlerle demokrasiyi katledip özgürlükçü 1961 Anayasası yerin getirdiği yasakçı 1982 Anayasası ve antidemokratik darbe yasaları ile örgütlü toplumu, özerk üniversiteyi, özgür kültür ve sanat iklimini dinamitleyen, ABD’nin “Bizim oğlanlar yaptı” dediği 12 Eylül 1980 faşist darbesine zemin oluşturup toplumsal meşruiyet sağlanmış, ikinci halka ile de ülkemiz 2000’li yılların emperyal güdümlü Siyasal İslam çıkmasına sokulmuştur.

Bu nedenle her yıl düzenlenen 24-31 Ocak tarihleri arasındaki Adalet Ve Demokrasi Haftası’nda çeşitli etkinliklerle andığımız aziz şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmama kararlılığımızı yinelerken, hem bu emperyal tuzakların perde arkasını halkımıza gösterme çabamızı sürdürüyor, hem nedenlerini ve sonuçlarını irdeliyor, hem de laik cumhuriyetimizi ilelebet payidar kılma yolunda dersler çıkarıyoruz.

Muammer Aksoy, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinden koparak laik hukuk devleti olma özelliğini yitirip karanlık bir geleceğe sürüklenmesi tehlikesinin farkında olan 49 cumhuriyet aydını yol arkadaşıyla 19 Mayıs 1989 tarihinde Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurdu. Derneğimizin kuruluş bildirgesi, Kurucu Genel Başkanımızın çalışma ve demeçleri emperyalistleri çok rahatsız etti ve Muammer Aksoy 8 ay sonra katledildi.

19

Hâlâ aydınlatıl(a)mamış olan bu cinayetlerin ulusumuzu derinden yaraladığı ne kadar gerçekse, laik Cumhuriyet düşmanlarını çok uluslu petrol tekellerini, 1961 Anayasası karşıtlarını, kadın haklarını ayaklar altına alanları, aklın özgürleşmesinden, özgür bireyden ve uluslaşma bilincinden korkan karşı devrimcileri, emek, gençlik ve öğretmen örgütlenmeliri başta örgütlü toplumu tehdit olarak görenleri, üniversite özerkliğini hazmedemeyenleri ve Türkiye’yi Kemalizmin“Yurtta sulh cihanda sulh” rotasından saptırılıp Yeni Osmanlıcılık ham hayali ile Orta Doğu bataklığına sokmak isteyenleri çok sevindirdiği de bir o kadar gerçektir.

20

31 Ocak 1990’da Muammer Aksoy cinayeti ile başlayan bu ikinci halka emperyal tertipler üzerine kararlarlılıkla gidilmediği için sürdü, Kurucumuz Doç. Dr. Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Turan Dursun, Musa Antercinayetlerinin ardından 24 Ocak 1990 Uğur Mumcu suikastı ile yeni bir boyut kazandı.

21

Uğur Mumcu’nun katili her kesimden halkımızda büyük infial yarattı. Devletin bütün kademeleri failleri ve azmettiricileri bulmaya söz verdiler ama çözüm için atılan her adım engellendi, duvardaki o tuğla bir türlü çekil(e)medi.

Uğur Mumcu da Muammer Aksoy gibi emperyal güçleri ve uşaklarını öylesine ürkütmüş, hain odağın ipliğini o kadar pazara çıkarmıştı ki onu bu odakların her biri öldürtmüş, hatta cinayeti birlikte işletmiş bile olabilirlerdi.

Senede bir gün evlerinin önüne, gömütlerine karanfiller bırakıp övgü dolu nutuklar atan kimilerinin söylediklerini benimsememeleri, savundukları fikir ve düşünceleri, uğruna can verdikleri değer ve idealleri unutmuş görünmeleri ne acı! Uğur Mumcu’nun dediği gibi “Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil”.

Emperyalizm ve işbirlikçileri bu seri siyasi cinayetlerle eşanlamlı olarak istihbarat kurumları eliyle bir başka yapıyı örgütlediler. Önce “Cemaat” yaveleri ve “Hocaefendi” güzellemeleriyle el üstünde tutulan, ardından “Hizmet Harekatı” kılıfıyla semirtilerek “ne istedilerse verilen”, amacı emperyalizmin 100 yıllık hedefi doğrultusunda Türkiye Cumhuriyetini dön devletine dönüştürmek olan, neden sonra FETÖ diye anılıp PDY (Paralel Devlet Yapılanması) adıyla tanımlanan bu hain örgüt, ortak olduğu iktidarın sağladığı olanaklarla devlette kadrolaştı. Mülki idare, yargı ve Emniyet’i neredeyse ele geçirdi. Ergenekon, Balyoz ve diğer kumpas davaları ile mıntıka temizliği yapıp adamlarının önünü açtı. Nihayet orduya yerleştirdiği müritleriyle 15 Temmuz 2016 günü darbeye kalkıştı. Bastırıldıktan sonra birilerinin “Allah’ın lütfu” saydığı bu hain kalkışmanın Anayasal düzene sadık Kemalist subaylar, namuslu emniyet mensupları ve milletimizce önlendiğini hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Aynı şekilde bunca vahim yaşanmışlıklara karşın, kimi siyasilerin hâlâ tarikat-cemaat adı altında örgütlenmiş emperyalizm taşeronu bu çağdışı yapılardan medet ummakta olduklarının anlaşılabilir, bağışlanabilir yanı olmadığını da görmeliyiz.

Türk ulusu siyasi cinayetlere kurban giden yiğit evlatlarını da, katillerini, işbirlikçilerini ve azmettiricilerini de unutmayacak, unutturmayacak, bir gün mutlaka hesabını soracaktır.

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asma azim ve kararımızla başta Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu olmak üzere yitirdiğimiz bütün vatanseverlerimizi minnet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, sesimizi değil, sözümüzü yükselterek ÇARE YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ diyoruz.

Kurucu Genel Başkanımız Muammer Aksoy’u ölüm yıldönümü olan 31 Ocak günü saat 19.00’da derneğimizdeki etkinliğimizde anacağız. Üyelerimizi olduğu gibi kendini Atatürkçü hisseden herkesi bekliyoruz.

İlgili Makaleler