Dünya

Altun: “Yeşil dönüşüm çabalarımızı sürdüreceğiz ve faaliyetlerimizi derinleştireceğiz”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un konuşmasından satır başları şöyle:

"Bugün Türkiye’den ve dünyanın farklı ülkelerinden çok kıymetli konuşmacılarla ve panelistlerle bir aradayız. Bildiğiniz üzere ülkemiz 6 Şubat’ta çok yıkıcı depremler yaşadı. Eşi benzeri görülmemiş büyüklüklerde ve peş peşe meydana gelen depremler 11 ilimizi ve 14 milyon insanımızı etkiledi. Ülkemizde ve dünyada asrın felaketi olarak nitelendirilen bu depremlerde ne yazık ki 50 binden fazla vatandaşımızı kaybettik.

Depremin ilk anından itibaren devlet olarak bütün kurumlarımızla ve bütün imkanlarımızla bölgedeki insanlarımızın yanında olduk olmaya da devam ediyoruz. Böylesi büyük bir felakete rağmen hızlı ve etkili bir koordinasyonla arama kurtarmadan insani yardıma barınmadan beslenmeye insanımızın tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştık.

35 bin 250 arama kurtarma personeli 100 bini aşkın insanımızı enkazlardan kurtarmaya başardı. Çok hızlı bir şekilde çadırkent ve konteyner kent kurulumları tamamlandı. Ayrıca hem deprem bölgesinde hem de ülkemizin dört bir yanında otel, yurt ve misafirhaneleri vatandaşlarımızın hizmetine kullanımına açtık. 3,5 milyon insanımızın barınmadan beslenmeye tüm ihtiyaçlarını eksiksiz bir şekilde tamamlamaya çalışıyoruz bu yönde gayretlerimizi sürdürüyoruz.

Sağlık hizmetlerini kesintisiz sürdürürken deprem nedeniyle yaşanan altyapı sorunlarını çok hızlı bir şekilde giderdik. Hane desteği taşınma ve kira yardımının yanı sıra vefat edenlerin yakınlarına nakdi yardım olarak bugüne kadar 30 bin TL’nin üzerinde ödeme yaptık. Bir yandan da depremde evleri yıkılan vatandaşlarımıza kalıcı konutlar inşa etmek için çalışmalara başladık. 319 bini bir yıl içerisinde tamamlanmak üzere toplamda 650 bin konut ve köy evinin yapımı devam ediyor. Hatta geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda tamamladığımız evlerin bir kısmının teslim töreni de gerçekleştirildi.

Ülkemizin yıllardır dünyanın dört bir yanında sergilediği cömertliğe karşı büyük bir vefa gösterildiğine şahitlik ettik. Gerek arama kurtarma gerek insani yardım desteklerini esirgemeyen uluslararası topluma bir kez daha teşekkür ediyoruz. Hiç kuşkusuz afetler bugün küresel güvenlik sorunlarından biridir. Dolayısıyla depremden sellere bütün afetlere karşı hazırlık müdahale ve iyileştirme süreçlerinde uluslararası iş birliğini artırmak ve küresel tesis bağlamında da hayati bir unsurdur. Türkiye son 20 yılda afet yönetiminin bütün boyutlarına yaptığı yatırımlarla muazzam bir tecrübe ve kapasite geliştirmiştir. Ülkemiz bu alandaki gücünü 6 Şubat’ta yaşanan asrın felaketinde ve hemen sonrasında hızla başlattığı yeniden inşa faaliyetlerinde bir kez daha göstermiştir. Bu kapasite ve güçle bugüne kadar bütün alanlarda yaptığımız gibi afetlere karşı uluslararası toplumun atacağı müşterek adımlara da katkı sunmaya her zaman açık olduğumuzu da ifade etmek isterim.

21. yüzyılın güvenlik tehditleri salt devletler arası anlaşmazlıklar bölgesel çatışmalar veya savaşları içeren gelişmelerden ibaret değildir. İklim değişikliği çevre sorunları doğal afetler ve bunların ortaya çıkarttığı sonuçlar da küresel güvenliğin görmezden gelinemeyecek ihmal edilemeyecek temel meseleleridir. İklim değişikliği ve doğal afetlerin tarımsal faaliyetleri canlı türleri insan sağlığı ve yaşamını doğrudan etkilemesi çevre sorunlarının küresel ölçekte ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Ülkelerin sosyoekonomik yapılarını etkileyen doğrudan etkileyen iklim değişikliği kapsamındaki sorunların su ve gıda krizlerini yeni çatışmaları ve iklim mülteciliği gibi yeni kavramları karşımıza çıkarttığını hep beraber görüyoruz.

19

Uluslararası kuruluşların raporlarına göre iklim değişikliği ve doğal afetler nedeniyle 2050 yılına kadar 1,2 milyar insanın göç etmek zorunda kalacağı tahmin edilmektedir. Bu noktada modern kapitalizm ve tüketim toplumu alışkanlıklarının iklim ve doğa üzerinde yarattığı tahribata ve çevre üzerinde yol açtığı geri dönüşü imkansız telafisi de mümkün olmayan zararlara da dikkat çekmek istiyorum. Dolayısıyla da çevre iklim değişikliği ve doğal afetlere ilişkin konular çok net bir şekilde ifade etmeliyiz ki güvenlik ve uluslararası hukuk zemininde iş birliği içerisinde yer alırken modern kapitalizm alışkanlıklarının da artık sorgulanması gerekiyor. Biz Türkiye olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyor iklim değişikliği ve çevre sorunlarının sürdürülebilir kalkınma ve yeşil dönüşüm odaklı bir çözümü için çaba sarf ediyoruz.

20

2053 yılı net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda 2030’a kadar ki hedeflerimizi malumunuz iki katına çıkarttık. İklim kanunumuzu da önümüzdeki dönemde meclisimiz ele alacak. Birleşmiş Milletler 31. İklim Konferansına ev sahibi olma adayı olmamız da konuya verdiğimiz önemin somut bir göstergesidir. Küresel ısınmaya sebep olan sera gazlarına yönelik çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Öte yandan Sayın Emine Erdoğan tarafından himaye edilen 0 Atık Projesi Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 2022 yılında kabul edilen bir kararla küresel ölçeğe taşındı ve 30 Mart Uluslararası 0 Atık günü ilan edildi. Ayrıca bu konuda yine Sayın Emine Erdoğan başkanlığında bir danışma kurulu tesis edildi. Yeşil dönüşüme verdiğimiz önemin bir diğer göstergesi de milli gururumuz Togg'un elektrikli bir otomobil olarak üretilmiş olması ve yollara çıkmış olmasıdır. Türkiye olarak bundan sonra da ortak evimiz dünyanın geleceğinin ve gezegenimizin güvenliğinin önündeki risklerin ortadan kaldırılması için yeşil dönüşüm çabalarımızı sürdüreceğiz ve bu noktadaki faaliyetlerimizi derinleştireceğiz."

21

Hibya Haber Ajansı

 

İlgili Makaleler