Gündem

Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Dünya Emekçi Kadınlar Günü

Sevgili okurlarım bugün 8 Mart.

8 Mart her yıl dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanıyor.

8 Mart 1857’de yine ABD’nin New York kentindeki bir tekstil fabrikasında grevci işçilere polisin saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin kurulan barikatlar nedeniyle kaçamamaları sonucunda 120 kadın işçinin ölmesin bu etkinliğin ilk kıvılcımı olmuş.

İlk olarak 1975’te Birleşmiş Milletler tarafından kutlanmaya başlandı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 16 Aralık 1977 yılında aldığı kararı ile üye ülkeler kendi geleneklerine ve tarihlerine uygun bir günü Uluslararası Kadın Hakları ve Uluslararası Barış Günü ilan etmeye davet edildi.

Ülkemizde de 1984 yılından itibaren her yıl kutlanmaya başladı “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”…

Günümüzde Dünya Kadınlar Günü bazı ülkelerde resmi tatildir, bazı ülkelerde ise büyük ölçüde görmezden gelinir. Bazı ülkelerde protesto günüdür, bazılarında ise kadınlığı kutlayan bir gündür.

19

Genellikle “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak geçse de, ben “Dünya Kadınlar Günü” demeyi tercih ediyorum. Çünkü bana göre her kadın zaten emekçidir. Her evin temizliğinden tutun yemeğinden, alışverişinden tutun her konuda evlerimizin bütün yükü kadınların üzerindedir. Hem de haftalık izin, senelik tatil hakları bile yoktur bu emekçi kadınların. Ben de dahil olmak üzere bütün erkeklerin arkalarını toplayan hep bir kadın vardır.

20

Hani bir söz vardır “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” diye. Bence çok haklı ve çok doğru bir söz, sonuna kadar inanıyorum doğruluğuna.

21

Yukarıda yazdım ülkemizde 1984 yılından beri kutlanıyor “Kadınlar Günü” diye.

Kutlanıyor da ne oluyor?

Ne olacak kadınlar ellerinde pankartlarla yürüyorlar bir yerlerde, kendilerine müsaade edilen yerlerde basın açıklaması yapıyorlar işlem tamam. Emekçi kadınlar “Sizin gösterdiğiniz yerde değil de kendi istediğimiz yerde yürümek ve basın açıklaması yapmak istiyoruz” deseler kendileri de birer emekçi olan kadın veya erkek güvenlik güçleri tarafından anayasal hakları engelleniyor, ısrar ederlerse tazyikli su ve biber gazı sıkılıyor üzerlerine.

Bir de bazı kamu kuruluşları ve yerel yönetimlerde kurum amirleri tarafından kadın çalışanlara birer karanfil veriliyor, basını çağırıp fotoğraf vererek. Çiçek de verdik mi tamam “Kadınlar Günü Kutlaması” diyor galiba ülkemizi yönetenler.

Tamam oluyor mu peki 8 Mart Gününde kadınlara birer karanfil veriyılnce?

Bence hayır, hem de kocaman bir hayıııııırrrrrr…

Nedenine gelince.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yıllık raporuna göre 2020 yılında erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulunmuştur.

Yani her gün en az bir kadın bir erkek tarafından öldürülmüş, hem de birçoğu vahşice öldürülmüş. Kimilerinin başları kesilmiş, kimilerinin vücudu parçalara ayrılmış. Vahşi hayvanlar gibi diyecektim vazgeçtim. Çünkü hiçbir hayvan böyle bir vahşeti yapmaz. Hayvan ancak beslenme arzusuyla diğer bir hayvanı avlar. Bu yaratıklar hayvanlar kadar olamazlar asla.

Kim bu erkekler? Kocası, eski kocası, sevgilisi, eski sevgilisi, nişanlısı, eski nişanlısı gibi erkekler kendileri ile mutlu olamadıkları için ilişkisini kesmek isteyen kadınları acımasızca katlediyorlar.

Sonra öldüren yaratık yakalanıyor, kimisi iyi bir şey yapmış gibi “Namusumu temizledim” diyor, kimisi “Ayrılmak istedi öldürdüm” diyor. Bir de saçma sapan bir söz var “Ya benimsin ya kara toprağın” diye bu cinayetleri işleyenlerin ağzında. “Sevdim ama bana karşılık vermedi” diye öldürenler bile var. Bu kadar dayanaksız ve saçma bir söz olamaz ki. Bir kere insan sevdiğine kıyamaz, kıyamamalı eğer seviyorsa. Kıyabiliyorsa sevmiyor demektir.

Sonra bu vahşi cinayeti işleyen kişi takım elbisesini giyip kravatını da taktıktan sonra duruşma salonuna getiriliyor, boynunu hafif büküp “Pişmanım” dediyse tamam. Al sana mahkemedeki iyi hali nedeniyle cezasından şu kadar indirim. Bir de “Beni tahrik etti” dediyse bir indirim de ondan alıyor, nasıl olsa ölen kadın dirilip “Hayır ben tahrik etmedim” diyecek hali yok ya.

Özet olarak bir cana kıyan, vahşice cinayet işleyen kişi birkaç yıl yattıktan sonra tekrar tahliye olup aramıza katılıyor, belki yeniden evlenecek, yeniden evlendiği kadını tekrar öldürecek.

Yazımın iki yöne seslenerek bitiriyorum.

Birinci seslenişim ülkemi yönetenlere sesleniyorum. Ne olur yapacağınız yasalarda kadın cinayeti işleyenler için kravat indirimini falan kaldırın. Pişmanım demesine bakmayın. Kadın cinayetlerinde hiçbir hafifletici sebep olmamalı, uzun çok uzun hapis cezası olsun ki caydırıcı olsun. Siyaset kulislerinde Cumhuriyet’imizin 100. yılı nedeniyle genel af ilan edileceği söylentileri dolaştığını duyuyorum. Çıkarılacaksa bile kadın katilleri hiçbir aftan yararlanmamalı.

İkinci seslenişim ise kadınlarımıza. Kadınlarımıza seçme seçilme hakkı ulu önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından diğer ülkelerden önce altın tepside kadınlarımıza verilmiş ama artık hiçbir hak kimseye sunulmuyor zamanımızda. Kadınlar olarak bu konudaki haklarınızı savunmaya devam edin. Sizlere bir tavsiyem daha olacak. Evet kadınlar bir erkek tarafından katlediliyor. O erkekleri de hem doğuran, hem yetiştiren kadınlar maalesef. Kadınlara tavsiyem de ne olur erkek evlatlarınızı o şekilde yetiştirin eğitin ki hiçbir kadına el kaldırmasın oğullarınız.

Bütün kadınlarımızın “8 Mart Dünya Kadınlar Gününü” en içten dileklerimle kutluyor, sağlıklı, mutlu ve cinayetlerin işlenmediği günler diliyorum.

İlgili Makaleler