Güncel

Petrol Ofisi

Yazılarımda daha çok ülke gündemine ve ilimizin gündemine ait konulardan seçip, aklımın erdiğince, dilimin döndüğünce konuya açıklık getirmeye çalışıyorum.

Petrol Ofisi

Yazılarımda daha çok ülke gündemine ve ilimizin gündemine ait konulardan seçip, aklımın erdiğince, dilimin döndüğünce konuya açıklık getirmeye çalışıyorum.

Son senelerde habere veya basın toplantısına gitmiyordum. Genelde basın toplantısı yapan kurumlar gazete yönetimleriyle iletişim kurarak toplantılarını duyurur. Gazete yönetimleri de bir muhabir göndererek toplantıyı takip eder. Yukarıda belirttiğim gibi bir basın toplantısına gitmeyeli neredeyse seneler geçmişti.

Geçen hafta Ceren hanımdan bir mesaj aldım telefonumdan. Petrol Ofisi İletişim Ajansı Marjinal Porter Novelli’nin görevlisiymiş Ceren hanım kızımız. Petrol Ofisi’nin madeni yağ fabrikasının üretim kapasitesinin iki katına çıkardığını, Derince’deki fabrikanın açılışı için tören düzenlendiğini belirtti. Gayet kibar yazılmış mesajında adresi ve programı yazdıktan sonra “Sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız” yazmış.

Gazetelerin tamamına toptan bir mail atıp görevini yapabilecekken yerel basın mensuplarına kendi telefonlarından ulaşarak böyle nazik davetler yapması, yani görevine böylesine titizlik göstermesi beni etkiledi. Kalabalık basın toplantılarına katılmaktan özellikle kaçındığımı dile getirmiştim. Çünkü o basın toplantılarına yoğun katılımlarla icra edilir. İlgili ve yetkililer çıkar mikrofona söylemek istediklerini, daha doğrusu yazdığı konuşma metnini okur, daha sonra protokoldan birkaç kişi takdir teşekkür konuşması yaparlar, alkışlanır, kurdele kesilir tören biter. O törenlere katılan basın mensupları bir soru soramaz, soramadığı için cevap da alamaz. Törene katılan basın mensupları konuşmaları not alır, birkaç fotoğraf çeker, gazetesine haberini yapar, görev biter. Yani törene katılan herhangi bir ajanstan alıp haberi gazeteye koymakla toplantıya muhabir göndermenin arasında pek bir fark yoktur. O nedenle ben genelde gitmiyordum böyle toplantılara. Ama Ceren hanım kızımızın nazik davetini kırmayıp gitmeye karar verdim, geleceğim dedim. Daha sonra da birkaç kere arayıp gelip gelmeyeceğimi bile teyit etti.

Gitmeden bir gün önce dersimi çalıştım. Petrol Ofisi hakkında araştırmalar yaptım.

18 Şubat 1941 tarihli Milli Korunma Kanunu kapsamında kurulmuş Petrol Limited Şirketi. Yani bir kamu kurumu olarak kurulmuş. Daha sonra özelleştirme kapsamına alınınca Aydın Doğan satın almış şirketi. Aydın Doğan’ın işleri bozulunca da Petrol Ofisi’ni elden çıkarmış. Şu anda Hollandalı bir enerji şirketi olan Vitol Grup’un bünyesinde Petrol Ofisi.

19

Şimdi Petrol Ofisi Madeni Yağ üretim kapasitesini yılda 150 bin tondan 230 bin tona çıkarılması için yaptığı yatırımları tanıtmak için yapıldı bu tören.

20

Gitmeden önceki gece dersimi çalışırken iki soru çıkarmıştım kendimce.

21

Birinci sorum, tesis üretimini 150 bin tondan 230 bin tona çıkarıyorsa, yani yüzde 65 artırıyorsa mutlaka personel artırımına gitmesi, yani yeni istihdam artırımı gerekirdi. Yeni kaç insanın daha istihdam edileceğini sorup öğrenmem gerekiyordu.

İkinci sorum da, son zamanlarda özellikle internette, sosyal medya ortamlarında Petrol Ofisi hisselerinin pazarlanmaya çalışıldığını, alınan hisse senetlerinin üç ay gibi bir zamanda üç katına katlanacağı gibi akla zarar ve matematik ilmiyle ters reklamların döndüğünü görüyorduk. “Bu tür reklamlarla firma olarak sizin ilginiz yoksa engellemek için ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?” şeklinde olacaktı.

Ben burada perde arkası hakkında görüşlerimi ve yorumlarımı dile getirmeye çalıştım. Törenin detaylarını ve orada yapılan konuşmaları gazetemizin ve diğer basın organlarının haber sayfalarında bulabilirsiniz.

Son olarak Petrol Ofisi yetkililerine bir konuyu daha hatırlatmak istiyorum. Petrol Ofisinin bu törenin yapıldığı tesisi Derince Çenesuyu mevkiinde. Ben evimden çıktıktan sonra iki toplu taşım aracıyla Çenesuyu’na kadar gittim. Orada taşıttan indikten sonra sabah yürüyüşüne başladım. Benim için sakınca yoktu. Zaten her sabah yürüyüş yapıyorum. Başladım yürüyüşe tesisi bulunca baktım telefona 4850 adım yürümüşüm. Ehhh zaten her gün 9 veya 10 bin adım yürüyorum ben. Dönüş yoluyla birlikte bugünkü yürüyüş kapasitemi doldururum diye düşündüm. Ama diğer muhabir arkadaşları, gençleri düşündüm. Hepsi oradan aldıkları notlarla gazetelerine koşacaklar, haberleri yazıp başka haberlere yetişmeye çalışacaklar. Petrol Ofisi için çok mu zordu yerel basın mensupları için şehrin merkezi bir yerine, mesela Kocaeli Büyükşehir Belediyesi önüne bir minibüs gönderip 15-20 basın mensubunu alıp tesise götürmek? Demek ki zormuş. Ya da petrol fiyatlarının yüksekliği Petrol Ofisini de zor durumda bırakmış.

İlgili Makaleler