Güncel

Ramazan sohbetleri!

Senelerden beri halkımız bıkmadan usanmadan ilginç ve adeta kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek sorular bulup soruyorlar.

Ramazan sohbetleri!

Sevgili okurlarım ramazan ayına girdik. Hepinize hayırlı ramazanlar diliyorum.

Her sene ramazanda olduğu gibi bu sene de televizyon kanallarında “Ramazan sohbetleri” programları başları.

Her kanalda “Muhterem hocaefendiler” çıkıyor konuşmalar yaparak halkımızı bilgilendiriyorlar, onlardan gelen soruları cevaplandırıyorlar.

Senelerden beri halkımız bıkmadan usanmadan ilginç ve adeta kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek sorular bulup soruyorlar.

Muhterem hocaefendiler de bıkmadan usanmadan bu abuk sabuk sorulara cevap veriyorlar, vermeye çalışıyorlar.

Her sene halkımız bıkmadan usanmadan,

19

“Sakız çiğnesem orucum bozulur mu?” diye soruyorlar, “Denize girince oruç bozulur mu?” diyorlar.

20

Oruç zaten nefsine hakim olmak, bazı zevklerinden mahrum olmayı öğrenmektir bence. Bir şey olmasa bile oruçluysan sakız da çiğnemeyeceksin, denize de girmeyeceksin. Bu kadar basit ama yurdum insanları üşenmeden televizyondaki hocaefendilere soruyorlar.

21

Dün gece kanallar arasında dolaşırken bu sohbetlerden birisine rastladım. Yurdum insanlarının sorularından bazılarını aynen not aldım sizlerle paylaşmak istiyorum.

· İşaret parmağına yüzük takmak günah mı?

· Dünyada yaşam sona erip insanlar başka bir gezegene gitmek zorunda kalırsa nasıl hacca gidecekler?

· Topuklu ayakkabı giymek caiz mi?

· Havuza girersem orucum bozulur mu?

Hocaefendi bütün bu sorulara cevaplar vermeye çalışıyordu.

Bu konuda tam gerçekçi olan bir tek Yaşar Nuri Öztürk’ü saygı ve rahmet ile anıyorum. “Uzayda kıbleyi nasıl buluruz?” diye kendisine soran bir izleyiciye “Astronotluk eğitimi görüp uzaya çıkma hazırlığını tamamladıktan gel sor sana cevabını vereceğim. Şimdiden bu konuyu merak etme” diyerek gereken cevabı vermişti. Ama şimdiki hocalar böyle bir cevap vermeye cesaret edemiyorlar, herhalde kanal yönetimi ile arasının bozulup oradan elde ettiği gelirden olacağının endişesini taşıyor olmalılar.

Konuşmalarında fakirliği o kadar övüyorlar ki, insanın zenginler için üzülesi geliyor. Bol bol “Sabredin” diyorlar, “Şükredin” diyorlar.

İlginç sorular bulup sormakta gayet başarılı olan yurdum insanlarından birisi de kalkıp “Hocam, madem fakirlik bu kadar iyi de sen neden zenginsin? Kanallardan aldığın paralarla tatil yörelerinde oteller aldığın söyleniyor, doğru mu?” demeyi akıl etmiyor hiçbirisi.

Muhterem hocaefendiler fakirliği bu kadar överken televizyon kanallarından bir habere gözüm takıldı.

Daha önce en küçük çocuğunu yurt dışına tatile götüremediğinden yakınıp sosyal medya hesabından paylaşım yapan bir türbanlı bacımızın şimdi başka bir sıkıntısı varmış. Ben bu durumunu görünce gerçekten üzüldüm doğrusu çok sıkıntısı, çok derdi var türbanlı bacımızın. Son derece lüks otomobilinin anahtarını nereye koyduğunu hatırlamıyormuş. Evde araya araya başı dönüyormuş. Yazık kıyamam ona ben!

Çok dertliymiş son model lüks aracının anahtarını nereye koyduğunu bulamamaktan. Bakar mısınız derdine? O kadar dertlenmiş ki “Sevgili anahtarım” diye başlayan şiir bile yazıp sosyal medya hesabından paylaşmış.

“O kadar isterim ki seni istediğim an bulabilmeyi. Olduğun yerden seni fırt diye alıp çıkabilmeyi. Önce çantama sonra ceplerime orası olmazsa kütüphaneye ve ayakkabılığa bakmamayı… Allahım hiçbirinde yok. ‘Nerede bu acaba, nereye koydum nereye?’ nidalarıyla giyinik halde kapının önünde dizlerimin üstüne çöküp dün eve gelmemden itibaren yaşadığım tüm adımları tek tek düşünmemeyi. O kadar isterim işte sevgili anahtarım” diye seslenen şiirini sosyal medya hesabından paylaşmış.

Görüyor musunuz sevgili okurlarım, yurdumuzda birçok insan aldığı asgari ücretle veya emekli maaşıyla geçinmeye çalışıp ay sonunu nasıl getireceğinin endişesini yaşarken, babası “Fakirlik iyidir, sabredin, şükredin” diye fetva verirken kızının derdi aracının anahtarını bulamamak.

Tamam, lüks araca biniyorsun, yurt dışında tatillere de gidiyorsun ama bari bunları sosyal medya hesabından paylaşarak sıkıntıda olan insanlarımızla alay etme bari.

Hadi bu türbanlı bacımız paylaşmamayı akıl edemiyor diyelim, babası da kendisine böyle paylaşımlar yapmaması konusunda uyarmayı neden akıl edemiyor acaba?

Bana “Kim bu türbanlı bacımız?” diye sormayın sevgili okurlarım. Her şeyi benden beklemeyin, biraz da siz araştırın, yazın elinizdeki telefona hemen çıkar bu muhterem hanemefendi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir