Gündem

Tuncer Çiftçi’yi tanıyor musunuz?

Tuncer Çiftçi’yi tanıyor musunuz?

Eminim ki benim okuyucularımdan birçoğu bilmiyor, tanımıyor bu şahsı.

Hemen tanıtayım sizi daha fazla merakta bırakmadan.

Tuncer Çiftçi peynirci. Evet peynirci.

Ne kadar kaliteli peynirler ürettiğini anlatıp onun reklamını yapmayacağım, zaten bilmiyorum peynirlerinin kalitesini ve lezzetini ama onun başka bir yönünü anlatacağım.

Tuncer Çiftçi bakmış ki peynircilikte çok fazla aşırı kâr haddi yok. Bu işi bırakıp başka sektörlerde arzı endam etmeye karar vermiş.

Peynircilikteki kazancın fazla olmadığını düşünen Tuncer efendi ne yapmış dersiniz sevgili okurlarım?

19

2005 yılında İzmir’deki peynir imalathanesini kapatıp ilimiz Kocaeli’ye gelmiş.

20

Gonca FM diye bir radyo istasyonu kurmuş. Bu radyoda yaptığı konuşmalarla kendinde keramet olduğunu anlatmaya başlamış. Radyosunda yaptığı canlı yayınlarda dua seansları yaparak halka şifa dağıttığını iddia etmiş ve kendine müritler edinmiş.

21

Tuncer Çiftçi, kendinde keramet olduğunu ve hastaları dualarıyla tedavi ettiğini aynı zamanda canlı yayınlarda dua seansları yaparak halka şifa dağıttığını iddia ediyor.

Daha sonra Tuncer Çiftçi, sahip olduğu radyo istasyonunda “Elektriklerimizi kesecekler, bize bağış yapmazsanız bu güzel duaları size ulaştıramayacağız” diyerek para topladığı da iddia ediliyor.

Müritlerini toplayıp piknik yeri gibi bir kırlık alanda seans yapan Tuncer Çiftçi “Beni en çok sevenler şelalenin altına girecek ve çıkacak” diyor ve çarşaflı türbanlı birçok kadın kendilerini suların altına bırakıyor. Bu sahne bir iddia, söylenti değil, videosunu izledim.

Çiftçinin acayiplikleri bununla da kalmamış radyosunda ‘cennet garantili mezar yeri’ sattığı da konuşulmuştu hatta insanların kapış kapış mezar yeri satın aldığı iddia ediliyor.

Son zamanlarda medyada çok fazla yer almayan Tuncer Çiftçi son olarak müritlerinin yayınladığı doğum günü videosuyla gündeme geldi. Kadın müritlerin Tuncer Çiftçi’nin doğum gününü kutlarken ondan Allah’ın nuru olarak söz ettikleri görülüyor çekilen videolarında…

Youtube üzerinde yaptığı paylaşımda Lüks villası içinde elinde silahlarla yürüyen Tuncer Çiftçi’nin videosu gündem oldu. Sosyal medya kullanıcıları, Tuncer Çiftçi’ye “Silahlı mehdi” lakabını takmış,  Tuncer Çiftçi’nin videosunda sergilediği silahların, birçok ülkenin özel kuvvetleri tarafından tercih edilen Avusturya yapımı “Steyr Aug A3” model piyade tüfeği olması dikkat çekti.

Tüm bu bilgileri günümüzün birkaç araştırmacı gazetecilerinden birisi olan genç meslektaşım, BirGün gazetesi yazarı Timur Soysan’ın paylaşımından derledim.

Yurdumun insanları çok tarikat şeyhi birçok mehdi gördü. Seneler evvel kumarbaz alkolik Ali Kalkancı’nın bile şeyh olduğuna bile inandı yurdum insanı. Kimi tarikat şeyhleri kadınları kara çarşafa büründürdü kapattı. Adnan Oktar gibi tarikatçılar mini eteklerle dekolte gezdirdiler kadınları. Yani özetle çeşit çeşit tarikatlar türedi, hepsine de inanan bir takım insanlar var oldu her dönem.

Yazımı bir fıkra ile tamamlamak istiyorum.

Eski zamanlarda böyle birisi kendisinin şeyh olduğunu, keramet sahibi iddia ederek köy köy dolaşıyormuş. Köyün birinde köylüler şeyh efendiyi şanına layık bir şekilde ağırlamak için ağanın evine davet etmişler. Oturup sohbet ederlerken şeyh efendi bir ara gözlerini kapatıp “Hoşt, hoşt” diyor, sonra yine sohbete devam ediyormuş. Bu olay birkaç kez tekrarlanmış. Köylülerden biri “Şeyhim bir huzursuzluk mu verdik” diyerek olup biteni anlamaya çalışırken, “Kabe’nin etrafında bir köpeğin dolaştığını görüyorum. Kabe’nin duvarına bir köpek işeyecekti, onu kovalıyorum…” der. Köylüler hem şaşkın hem de mahcup, şeyhin önünde daha süklüm püklüm olurlar…

Bu arada ikram sofrası da kurulur. Şeyhin hareketlerinden kuşkulanan ağanın hanımı herkesin tabağına pilav, üzerine de et koyarak servis yapar. Şeyh bir bakar ki, herkesin tabağındaki pilavın üzerinde et var, kendi tabağında ise sadece pilav… “Yahu benim tabağıma et koymayı unuttunuz herhalde” diye sofrayı kuranlara seslenince, ağanın eşi elinde kepçeyle girer içeri “Sen Kabe’nin etrafındaki iti görüyorsun da pilavın altındaki eti göremiyorsun. Yemeğini ye kepçeyi kafana vurmadan defol git” diyor.

Sözün özü: Yurdumun güzel insanları adeta bir şeyh çıksa da ben onun müridi olsam diye aranır gibiler. Ne diyeyim, Allah herkese akıl fikir versin.

Allah yurdum insanına yukarıdaki fıkrada sözü edilen ağanın karısı Anadolu kadını kadar akıl fikir, mantık, izan, feraset verse ortada ne tarikat kalır, ne şeyh kalır.

İlgili Makaleler