Gündem

Yurd’umun gençleri, Enes’ler ölmesin…

Yurd’umun gençleri, Enes’ler ölmesin…

Sevgili okurlarım bu hafta ülkemizin gündeminde en çok konuşulan konuların başında Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara’nın intiharı geliyor. Babası tarafından bir cemaat yurduna yerleştirilen Enes bir video çekerek kendisini intihara sürükleyen olayları özetleyerek hayatına son vermiş.

İnsanın içi acıyor, ciğeri yanıyor.

Hayatının baharında genç bir öğrenci; zeki, akıllı… Çok zor kazanılacak bir sınavda başarılı olarak Tıp Fakültesine girmiş. Derslerinde de başarılı, ikinci sınıfa geçmiş.

Henüz 20 yaşında, hem de herkesin hayallerini süsleyen Tıp Fakültesi’ni kazanmışken hayatına son veren Enes Kara tüm Türkiye’yi ağlattı.

Enes’in videosunu gözlerim dolarak izledim. Hepsini buraya yazmaya gerek yok ama özetle şunları söylemiş rahmetli Enes…

“Kendimi özgür hissetmiyorum, risale kitapları okumaya zorlanıyorum, 24 saatte kendime ayırabildiğim 3 saat falan. Buna ek olarak dönem sonlarında okuma programları oluyor ve bir hafta boyunca sabahtan akşama kadar buradaki kitaplardan okuyorsun, telefonuna falan da el koyuyorlar”.

19

Duruma bakar mısınız?

20

Evlerimizde kendi çocuklarımıza bizim bile telefonlarını ellerinden almaya hakkımız olmadığı halde telefonlarına el koyuyorlar.

21

Zaten dersleri çok ağır olan Tıp öğrencileri her gün cemaatin risalelerini, kitaplarını okumaları, toplantılara katılmaları konusunda baskı yapılıyor.

“Aileme cemaat yurdunda kalmak istemediğimi defalarca söylememe rağmen zorladılar” diyor.

En sonunda da “Yoruldum… Kız kardeşime daha toleranslı davranın, onu rahat bırakın…” dedikten sonra 7. Kattan atlayarak hayatına son veriyor gencecik bir doktor adayı.

Oğlunun intiharına ilişkin konuşan baba Mehmet Kara “Kaldığı yer güzel insanların kaldığı yer. Talebelerin kaldığı yer. Orada kalmasını tavsiye ettim. Devlet yurdunda başvuru yapmadık. Durumumuz iyi. Manevi olarak ahiretine faydası olsun istedim. Ben bu cemaatin 25 yıldır içindeyim. Kaldığı yerde hiçbir sorun yoktu. Birkaç ay kalır sonra alışır dedim. Biz kimseden şikayetçi değiliz. Olaydan sonra durumunu daha iyi anladık” demiş.

Aslında yazılacak, söylenecek çok sözler var ama içimden geçenleri tam olarak yazamıyorum buraya. Böyle aileye de, böyle ebeveynlere de yazıklar olsun diyorum sadece. Çocuk “burada kalmak istemediğimi defalarca söyledim” diyor, babası “birkaç ay sonra alışır” diye diye düşünüyor. Daha ne denebilir ki.

Ülkemizdeki sorunların en başında da bu “Yurt sorunu” geliyor galiba.

Bu eğitim yılı başında yurt bulamayan, ev kiralayacak maddi gücü olmayan öğrenciler “Barınamıyoruz” diyerek parklarda yatmışlardı haberlerde gördük hep birlikte.

Bence bu yurt sorunu hemen, acilen halledilmeli.

Tarikat yurdu ne demek? Cemaat yurdu ne demek?

Vatanımızın kurtarıcısı, cumhuriyetimizin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk “Ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz” demiş bundan 97 yıl önce.

Bu devletin o her üniversitenin kampüsünün içine, ya da yürüme mesafesinde yakınına yeteri kadar yurt yapacak gücü yok mu? Kendi soruma cevap vereyim. Tabii ki var. TOKİ’si var, birçok imkanları var. Gelecek nesillerimiz olan genç öğrenciler merdiven altı tarikat ve cemaat yurtlarına, kim olduğu belli olmayan şeyhlerin eline teslim bırakılmamalıdır. Asıl görevi budur devletin.

Artık daha fazla Enesler ölmesin.

İlgili Makaleler