Gündem

Hayatımızla Oynuyorlar ! Bu Kadarına Da Pes Doğrusu! 

HAYATIMIZLA OYNUYORLAR !

Hayatımızla Oynuyorlar ! Bu Kadarına Da Pes Doğrusu!

Baktım markette zencefilli gazoz da var, ithal etmiş büyüklerimiz, sağ olsunlar. İçinde zencefil var mı ? Yok. Aroması da, rengi de yapay.

Ama kendisi doğala özdeş.

Bizim bir çiçekçi var, serada karanfil ve gül yetiştiriyor.

Satmadan önce üstlerine koku sıkıyor.

Doğala özdeş gül !

19

Kayseri’nin en ünlü mantıcısına götürdüler, Kaşıkla diye bir yer.

20

‘Yer’ demek doÄŸru deÄŸil, entegre tesis mübarek.

21

Bir kapıdan 80 kilo giren, diğer kapıdan 100 kilo çıkıyor.

“En iyi Kayseri mantısı burada”

Aldım iki kutu, eve getirdim koydum dondurucuya.

Bir ay sonra yemeğe kalktık, baktık mantı acılaşmış.

Niye ki? Et mi bozuldu?

Etin bozulması mümkün değil, çünkü et yerine soya kıyması kullanıyorlar, içinde et olan mantı neredeyse kalmadı.

Acılık içindeki azot gazından geliyor. Raf ömrü uzasın diye paketlenme aşamasında azotu basmışlar mantıya.

Doğala özdeş!

Bir bilgi daha:O, mantının raf ömrü uzasın diye içine konan azot gazı zamanla gıda zehirlemesine yol açıyor. Bunların hepsi doÄŸayla özdeÅŸ gazlar. Onlara “gıda gazı” diyorlar. Azot gazı da, oksijen de istenmeyen durumlarda inert atmosfer oluÅŸturarak gıdaların kısa sürede bozulmasını önlüyor. Mesela, taze etlere de oksijen gazı veriyorlar ki, hep taze, kıpkırmızıgörünsün raflarda. Yasal bunlar, girin internete “gıda gazı” diye yazın, görün neleryediÄŸinizi.

Markete üzüm gelmiş. Kırmızı, iri, dipdiri şeyler. Erik gibiler maşallah!

Nereden geliyor bunlar? Åžili’den.

Åžili mi?

Evet!

Kaç gündür buradalar?

3-5 gün oldu.

Düşünün, Åžili’nin bir köyünde topluyorlar bunları. Uzun yolculuklar sonunda bizim kasabaya kadar geliyor. Bir süre bizim manavda bekliyor. Alıyorsun eve getiriyorsun, evde de3-5 gün daha, bana mısın demiyor. Hala kütür kütür.

İyi ama, nasıl?

Şahane şeyler var, adına ilaç diyorlar. Üzümlere verilen bu ilaçlardan birinin etiketindeki faydaları sayalım mesela:

Dane büyüklüğünü arttırır, Dane ağrılığını arttırır, Dane şeklini daha düzgün olarak değiştirir, Tam olgunlaşmadan daneye parlak sarı yeşil rengini verir, Dayanıklı ve dirençli kabuk sayesinde hasat ve hasat sonrası olabilecek yaralanmalar en aza iner, hastalıklara direnç katar, Kullanım dozu yükseldiğinde sofralık üzümlerde hasadı geciktirir. Raf ömrü uzar.

Nedir bu?

Sitokinin.

Büyüme hormonu.

Bakın ÅŸu ÅŸansa ki, sitokinin insanda da aynı iÅŸe yarıyor. Sonra anneler ÅŸikayet ediyorlar “ee benim çocuk erken kıllanıyor!”

Bu dünya böyle hanım abla, sen üzümü alırken kıllanmazsan, çocuğun kıllanır.

Adana’da çiftçilerle çalışıyoruz. Yaz güneÅŸi altında soÄŸutması olmayan tankerle süt topluyorlar mandıralara.

Şöföre soruyorum “Bozulmuyor mu bu sıcakta süt?”

“Abi, tankere iki bardak hidrojen peroksit döküyorum, akÅŸama kadar bir ÅŸey olmuyor.”

Hidrojen peroksit dediği şey kadınların saçlarının rengini açmak için kullandıkları bir kimyasal.

Çok kötü değil, sadece canlıları öldürüyor.

Süte koyunca bütün bakteriler ölüyor, geriye bozulacak bir şey de kalmıyor.

Doğala özdeş süt!

Bu anlattıklarımın hepsi yasal.

Temel problem ÅŸu ki: Ä°nsan doÄŸa iliÅŸkisi deÄŸiÅŸti.

İnsan yeni bir doğa kurgusu yaptı, kendini doğanın dışına aldı, doğayı alınır-satılır mal yaptı, sentetikleştirdi ve tüketime sundu.

Hal böyle olunca, insan kendinin doğal bir varlık olduğunu unuttu.

(BeÅŸer iÅŸte, unutacak elbet)

İnternetten pantalon, ayakkabı, peynir, arkadaş ve sevgili edinmeyi marifet bildi.

Optik kabloların sunduğu hayatı da hayat bildi.İnsan artık bu!

Doğala özdeş !

Kaynak   : Prof Dr. Erkan Topuz

Ä°lgili Makaleler