En büyük Anadolu…

En büyük Anadolu…

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanının girişimleri ile ülkemizin en büyük savaş gemisi olan TCG Anadolu körfeze geldi ve halkın ziyaretine açıldı. Körfezde altı gün kalacaktı gemi.

Biz de gidip görmek istedik tabii. Arkadaşım, yoldaşım Ülkü ile sözleştik buluşup Balık Hali’nin orada gittik. Yoldaş sözünden bir ideolojik anlam çıkarmaya kalkmayın, sınıf arkadaşım Ülkü ile her gün Değirmendere sahilinde dokuz bin adım yürüdüğümüz için ben ona yoldaş dedim.

Geminin geldiğinin ikinci günü öğleden sonra Balık Hali’ne gittiğimizde uzayan kuyruğu gördük. Girdik kuyruğa beklemeye başladık. Yaklaşık üç saat bekledikten sonra gemiye gidenlerin alındığı çadırın önüne gelmiştik. Çadırın girişinde bizi sayarak içeri alıyorlardı. Saydılar 200 kişiyi çadıra almakya başladılar. Arkama baktığımda yine upuzun kuyruk gördüm. Bizi çadıra alacak emniyet görevlisine “Bizden sonraki grupları alabilecek misiniz?” diye sorduğumda. “Hayır 200 kişilik gruplar halinde alıyoruz. Gemide kalış süreniz yarım saat kalacaksınız. Sizin grup son. Başka grup alamayız” demesi üzerine. “Bizden sonrakilere söyleyin o zaman boşuna beklemesinler” dedim. “Ben söyleyemem, ancak amirlerim söyler” şeklinde cevap aldım.

Neyse biz görevli polis memuru hem bizi saydı, hem de vatandaşlık numaralarımızı elindeki tabletten sorguladı. Sayılarak çadırdan içeri alındık. Çadırın içinde özel güvenlik görevlisi bir hanım kızımız tarafından tekrar sayıldık. Çadırdan çıkarken bir erkek güvenlik görevlisi tekrar saymak isteyince herkes homurdanarak kaçıncı kez sayılacağımızı sorması üzerin saymayı bıraktılar. O çadırdan çıkıp biraz yürüdükten sonra vapur istelesinin yanındaki başka bir çadıra alındık. O çadırda da görevli astsubaya tekrar vatandaşlık numaralarımızı yazdırdık.

Tabii normal olarak güvenlik önlemlerinin alınması gerektiğini en iyi bilen kişilerdenim. Ama çobanın koyunları saydığı gibi üst üste birkaç kez sayılmanın gerektiğini yine de anlayamadım.

Daha sonra vapur istelesinden geçtik. Halbuki orada turnikeler vardı. Açmışlardı turnikeleri. Açmasalardı herkes teker teker turnikeden geçseydi insanların parmakla göstererek sayılması yerine daha insani bir sayım işlemini yapabilirdi turnike.

Neyse, vapur iskelesinden bizi bekleyen tekneye geçtik. Kısa bir yolculuktan sonra ülkemizin en büyük askeri gemisi olan TCG Anadolu’ya girdik. Geminin girişinde bizi Nöbetçi Subayı ve Nöbetiçi Astsubayı olan gemi nöbetçileri karşılayarak “Hoş geldiniz!” dediler.

Daha sonra kafilemize rehber olarak görevlendirilen geminin porsun astsubayı tarafından gemi hakkında şu bilgiler verildi:

Helikopter kapasitesi: 29 adet (10 adet uçuş güvertesinde, 19 adet hangarda)

İnsansız hava aracı kapasitesi: 41 adet SİHA (11 adet uçuş güvertesinde, 30 adet hangarda)

Gemi, araç güvertelerinde 13 tank, 27 zırhlı amfibi hücum aracı (ZAHA), 6 zırhlı personel taşıyıcı, 33 muhtelif araç, 15 römork olmak üzere toplamda 94 araç taşıyabiliyor.

Ülkemizin en büyük gemisinden bir hatıra kalmasını istediğimizde, geminin içinde fotoğraf çekilmesi yasaktı. Daha sonra güvertede fotoğraf çekebilecektik. Normaldi böyle bir güvenlik önlemi de. Güverteye tırmandıktan sonra helikopterlerin yanında fotoğraflarımızı da çektik.

Zaten son kafileydik, hava da kararmak üzereydi. Tekneye binerek gemiden ayrıldık.

Bu yazıyı yazmadan önce, gemi hakkında yazılan yazılara ve yorumlara göz attım, dikkatlice okudum. Herkes bir şeyler yazmış. Hayatında hiçbir askeri gemiye girmemiş, TCG Anadolu’yu da gezip görme fırsatı bulamamış insanlar bile yazı yazmış gemi hakkında.

Madem bilen bilmeyen herkes yazmış, gemi hakkında fikirlerini beyan etmişse askeri gemilerde dört yıl yaşayıp görev yapmış, daha sonra da ömrünün otuz yılını Deniz Kuvvetlerinin çeşitli birliklerinde geçirmiş birisi olarak benim de hakkımdır bu gemi hakkında düşüncelerimi yazmak.

Gemi gerçekten heybetli bir gemi, hakkını teslim ediyorum. Önceleri, daha yapım aşamasında “Uçak gemisi” denildi ama “O gemiye konacak uçağımız yok!” itirazlarından sonra “SİHA gemisi” olarak değiştirildi. Güvertede helikopterleri gördük. Ama hiç İHA ve SİHA göremedik gemide. Belki o anda yoktu, belki de hangardaydı bilemiyorum artık.

Bence SİHA’dan daha önemlisi Amfibi çıkarma gemisi olması. 13 tank, 27 zırhlı amfibi hücum aracı (ZAHA), 6 zırhlı personel taşıyıcı, 33 muhtelif araç, 15 römork olmak üzere toplamda 94 araç taşıması ve küçük çıkarma gemilerini de taşıması.

Yazılanlar arasında “Dünyanın ilk SİHA gemisi” sözlerini yazanlar var. Evet doğrudur. Dünyanın ilk SİHA gemisidir mutlaka. Ama öyle ifade ediliyor ki sanki dünyanın başka ülkeleri yapamazmış, biz yapmışız gibi anlaşılıyor. Demek ki başka ülkeler SİHA gemisine ihtiyaç duymuyorlar.

Bizim ülkemizin mutlak bir SİHA gemisi ihtiyacı var mı? Onu bilemiyorum… Tartışılır bu konu.

Özet olarak büyük ve görkemli bir gemi TCG Anadolu. Ülkemize, ordumuza hayırlı uğurlu olsun.