Hepimizin ortak değeri olan İstiklal Marşımız Okunmalı

Süper Kupa Geçen sezonun Süper Lig şampiyonu ile Türkiye Kupası şampiyonu takımların arasında bir maç yapılır ve kazanan takıma Süper Kupa adında bir kupa verilir.

İlk olarak 1966 yılında yapılmaya başlamış bu organizasyon. O zamanlar “Cumhurbaşkanlığı Kupası” ismiyle oynanıyormuş.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra 1981 ve 1982 yıllarında iki kez “Devlet Başkanlığı Kupası” adı altında oynanmış.

1998 yılında ara verilene kadar kesintisiz olarak her yıl düzenlenmiş.

Daha sonra 2006 yılından itibaren “Türkiye Süper Kupası” ismiyle tekrar organize edilmeye başlanmış.

Kazanan takıma da “Süper Kupa” Cumhurbaşkanı tarafından veriliyor her yıl.

Cumhurbaşkanlığı Kupası adı altında oynandığı yıllarda hep Ankara’da yapılmış bu maçlar. Daha sonra adı Süper Kupa olunca, İstanbul, Erzurum, Manisa ve Kayseri gibi Türkiye’nin farklı illerinde düzenlenmiş.

Almanya’da bulunan gurbetçi vatandaşlarımız için olsa gerek 3 kez de Almanya’da oynanmış Süper Kupa maçları.

Böyle bir tarihçeyle gelinin Süper Kupa maçı 2022 yılına gelinince “Katar” da oynanmış.

Şimdi bu sene de Futbol Federasyonu Başkanı yaptığı açıklamada “Süper Kupa maçı Türkiye’de olmayacak. Suudi Arabistan ve Abu Dabi ile görüşüyoruz” demiş.

Ben de soruyorum buradan “Neden Türkiye’de olmayacak?” diyorum. İki Türk takımı arasındaki maç neden “Suudi Arabistan” veya “Abu Dabi”de oynanacak? Makul ve mantıklı bir sebebi varsa anlat, açıkla biz de bilelim sayın başkan.

Nedir bu Katar aşkı?

Nedir bu Suudi Arabistan aşkı?

Nedir bu Abu Dabi aşkı?

Bırakın bu aşkları sayın başkan. İki Türk takımının maçlarını Türkiye’de oynatın Allah aşkına. Türkiye’de oynatın ki her iki takımın taraftarları da takımlarının maçlarını stattan canlı olarak izleme fırsatı bulsunlar.

Ayrıca bu açıklamada bir konuya daha değinmiş sayın başkan. “Şampiyonlar Ligi’ndeki gibi Süper Lig’in bir logosu ve bir marşı olacak. Logo için Şampiyonlar Ligi ile çalışan kişiyle çalışıyoruz. Garo Mafyan da bir Süper Lig marşı hazırlıyor” demiş.

Başkanın bu açıklamasını okurken aklıma bir fıkra geliverdi sizlerle paylaşmak istiyorum sevgili okurlarım.

“Adamın biri etrafındakilere kurban konusunu anlatıyormuş: ‘Çocuğu olmayan Hazreti Davut hazreti, Allaha dua etmiş, ‘Ya rabbi bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim’ demiş. Dua tutmuş, Davut, kızının adını Ayşe koymuş, gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş, Hazreti Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken, Azrail, gökten bir keçiyle çıkagelmiş, ‘Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et’ demiş”! Dinleyenlerden biri dayanamayıp: “Yahu bunun neresini düzelteyim; Hz. Davut değil Hz. İbrahim; kız değil erkek; Ayşe değil İsmail; Azrail değil Cebrail; keçi değil, koç” şeklinde konuşmuş.

Ben de sayın Başkanın özellikle konuşmasının son bölümündeki sözlerinin neresini düzelteceğimi bilemedim.

“Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse diğerleri de yanlış gider” diye bir söz vardır. Başlangıçta yapılan bir hatanın zincirleme olarak olumsuz sonuçlara yol açacağını izah eder ve sık sık kullanılır.

Futbol Federasyonu Başkanı da gömleğin ilk düğmesini yanlış ilikliyor diye düşünüyorum. Türkiye Süper Ligi için bir marş besteletecekmiş, bunu da Şampiyonlar Ligi’nde olduğu gibi diye izah ediyor.

Bunun neresini düzelteyim?

Sayın başkan Şampiyonlar Ligi maçları iki ayrı ülkenin iki ayrı takımı arasında oynanıyor. Onlar arasında oynanan maçta da Şampiyonlar Ligi marşı söyleniyor, okunuyor.

Türkiye Süper Ligi maçları iki Türk takımı arasında oynanıyor ve maçlardan önce hepimizin ortak değeri olan İstiklal Marşımız okunuyor.

Sakın ola ki bunu aklınızdan çıkarmayın.

Tamam logo yaptırın ama Türkiye Süper Ligi Marşı diye bir marş olmaz, olamaz. Türkiye Süper Lig maçları İstiklal Marşımız ile başlıyordu şimdiye kadar, bundan sonra da öyle devam etmeli, öyle devam edecek. Nokta.