Eğitim

Kimseyi inandıramazsın!

Millî Eğitim Bakanı’nın makam odasının kapısı çalındı. İçeriden davudi bir ses, ''Girin'' diye seslendi.

Kimseyi inandıramazsın!

Millî Eğitim Bakanı’nın makam odasının kapısı çalındı. İçeriden davudi bir ses, ”Girin” diye seslendi. Oldukça mütevazı’ döşenmiş odaya iki lise talebesi girdi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurt dışında tahsile gönderilecek öğrenciler için açtığı sınava girerek gitmeye hak kazanmışlardır ikisi de. Çocuklardan biri Bakan’ın oğlu, diğeri de en samimi arkadaşıdır. Bakan’ın listede oğlunun adının olduğundan haberi yoktur. Oğlu babasına yurt dışı sınavını kazandığı müjdesini vermek için sevinçle gelmiştir makamına. Ancak Bakan “Sınavı kazanmışsınız tebrik ediyorum ikinizi de. Ama oğlum seni gönderemem yurt dışına. Bakan oğluna torpil yaptı derler. Kimseyi inandıramam torpil yapmadığıma. Arkadaşın gidecek ama sen burada kalacaksın” der. Burada kalacaksın denen oğlu yurt dışına gidersem gerekir diyerek bir süreden beri harçlıklarından biriktirdiği bir miktar parayı çıkarıp arkadaşına verir.

Oğlunun geleceğini bile ülkesinden sonra düşünen onurlu Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’dir. Oğlu, büyük edebiyatçı meşhur şair Can Yücel’dir ve… Onun lise arkadaşı ise, dünyanın en ünlü beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Yaşargil’dir.

***

Sevgili okurlarım şimdi “Bundan 80 sene önce yaşanan bu olayı neden hatırlattın?” diye düşündüğünüzü biliyorum. Sizi daha fazla meraklandırmadan hemen bu yazımın konusuna geçiyorum.

Akşam haber bülteninde aynen şu haber geçti:

Depremzedeler çadırlarda ve konteyner kentlerde barınmaya çalışırken TOKİ’nin depremzedeler için yaptığı konutların kura çekimi yapılmış. Urfa’da Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı’ya, Antep’te ise eski Milletvekili Şamil Tayyar’a deprem konutu çıktı.

19

Evlerin onlara çıkmasından sonra gelen tepkilere Cevahir Asuman Yazmacı, yaptığı açıklamada

20

“Olması gerektiği şekilde hiçbir ayrıcalık beklentim ve isteğim olmadan, her afetzede Türk vatandaşının hakkı olduğu gibi TOKİ’nin konutlarına başvuruda bulunmuştum. NOTER huzurunda yapılan “Konut Alma Hakkı ve Konut Belirleme Kurası”nda bana da bir evin çıktığı bilgisini, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da kentteki o günkü programları nedeniyle sonradan öğrendim. Her vatandaşımız gibi benim de hakkım olan bir hususta, önce yasal süreçler işletilerek yaptığım başvuru ve adil şekilde noter huzurunda yapılan kurayı bir ayrıcalık gibi sunmak en basit tabiriyle dezenformasyon, çarpıtmadır. Yasal bir hakkın kullanımını sansasyonel bir olaymış gibi sunmak habercilik değil, eğer hakkım olmamasına rağmen, bir şekilde bana bir ayrıcalık yapıldığı bilgisi varsa bunu çekinmeden her yerden paylaşmaktır gazetecilik. Kamuoyuna saygıyla sunarım” demiş.

21

Şamil Tayyar ise kendisine deprem konutu çıktığını doğrulayarak şu açıklamayı yapmış: “Kurada 2+1 85 metrekare ev çıktı. Babamın iki katlı bahçeli bir evi vardı. Ev benim üzerime kayıtlıydı ve ağır hasar raporu vermişlerdi. Bir süre sonra da yıkıldı. Hak sahibi olarak deprem konutuna başvurduk. Kurada çıkan evi de kardeşim aldı”.

İşte bu iki milletvekiline kurada şansın güldüğü haberini dinledikten sonra yukarıda yazdığım geçmişteki olay aklıma geliverdi. “Oğlum gerçekten sınavı kazanmış ama kimseyi buna inandıramam” diyen efsane Milli Eğitim Bakanının feraseti bu iki milletvekilinde olsaydı keşke. Kuraya hiç müracaat etmeselerdi garip vatandaşlar çadırlarda veya konteynerlerde yaşarken onlar ev alma yarışına girmeselerdi keşke.

************

Yazıya burada bitirip tam gazeteye gönderecektim ki her ikisinin de evleri iade ettikleri haberini aldım.

Şamil Tayyar “Haksız da olsa bu istismarın, Cumhurbaşkanımız ve hükümetimizin gayretine gölge düşürmesini, bize gönül veren tek bir dostumuzun bile yüreğinde şüphe oluşmasını istemem. Bu sebeple hak sahipliğinden feragat ettim. Dilerim, konteynırda yaşayan ihtiyaç sahiplerinin ahı da ömür boyu istismarcıların peşini bırakmaz” demiş.

Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı, adına çıkan deprem konutuyla ilgili yeni bir açıklama yaptı. Yazmacı, hak sahipliğinden feragat ettiğini duyurduğu açıklamasında şu ifadeyi kullanmış:

”Doğduğum, büyüdüğüm, evimizin 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde ağır hasar alıp yıkım kararı çıkmasının ardından hak kaybı yaşanmaması, bir konut çıktığında da ihtiyaç sahibi bir aileyle paylaşılması düşüncesiyle yaptığım bir başvuru hususunda, bir anda tek bir merkezden düğmeye basılmış gibi organize bir şekilde itibar suikastı yapılmaya çalışıldı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, hükümetimizin ve partimizin depremin ardından gösterdikleri yoğun çabalara; birilerinin haksız ithamları yüzünden halel gelmemesi adına HAK SAHİPLİĞİMDEN feragat ettim” demiş.

Görüyor musunuz sosyal medyada oluşan tepkilerden sonra iade etmek zorunda kaldıklarında bile siyaset yapmaktan, kendilerine acındırmaktan geri durmuyorlar.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir