Yaşam

Ne kadar asgari…?

Sevgili okurlarım “Asgari Ücret Tespit Komisyonu”günlerce toplantılar yaptıktan sonra bu senenin asgari ücretini tespit etti.

Ne kadar asgari…?

Sevgili okurlarım “Asgari Ücret Tespit Komisyonu”günlerce toplantılar yaptıktan sonra bu senenin asgari ücretini tespit etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, asgari net asgari ücretin 11 bin 402 liraya yükseldiğini açıkladı. Böylece asgari ücrete ara zam oranı yüzde 34 oldu.

Bu asgari ücret yeterli mi, yetersiz mi, daha fazla mı verilmeliydi gibi konulara girmek istemiyorum. O soruların cevapları ayrı bir yazı konusu.

Benim bu yazımda bahsetmek istediğim konu ülkemizdeki sendikacılık konusu. Bu konuya girerken önce Asgari Ücret Tespit Komisyonu kimlerden oluşur onu araştırdım. Bu komisyon yasa gereği işçi sendikalarından, işveren sendikalarından ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşuyor.

İşçi sendikalarının üst kuruluşu Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) her ay dört kişilik ailenin açlık sınırı ve yoksulluk sınırını araştırarak açıklıyor. Bu araştırmaya göre mayıs ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 10 bin 362 TL, yoksulluk sınırı da 33 bin 752 TL olarak bulunmuş. Düşünün şimdi, 11. 402 lira geliri olan dört kişilik bir aile 10.362 lira sadece gıdaya verecek, geri kalan 1.040 lirayla giysi mi alacak, faturalarını mı ödeyecek bunlar da ayrı bir yazı konusu.

Ben burada sendikacıların tavrını konuşma şeklini eleştirmek istiyorum.  En önemli görevi üyesi işçilerin haklarını savunmak ve onların hak ettiği ücreti almasını sağlamak olan Türk-İş Başkanı asgari ücretin açıklandığı gün bir kadın gazeteciye yaptığı açıklamada “Kızım belki de asgari ücret tarihinin en yüksek rakamı. Bu mükemmel bir şey mi? Değil. Ama bugünün şartlarında yapılması gerek buydu, bunu yaptık. Geçen dönem Aralık ayında ben imzalamamıştım. Bu dönem komisyonla oturduk ve bir mutabakat sağladık. Kızım özellikle Allah kolaylık versin” dedi. Televizyon haberlerinde kendi sesinden işittim bu sözlerini.

Bir sendika başkanı böyle mi konuşmalı? Tarihin en yüksek ücreti ne demek? Rakamın yüksek olması neyi ifade eder, alım gücü olmadıktan sonra. Bir sendika başkanı “Ben açlık sınırını 10.362 lira olarak tespit etmiş bir sendikanın başkanı olarak üyelerime verilen 11.400 lira ücreti kabul etmiyorum. Ama maalesef böyle tespit edildi” gibi bir konuşma yapmalıydı bence.

19

Bu konuşmayı dinledikten sonra yazıyı yazmak için bilgisayardan Türk-İş Başkanının özgeçmişine baktım. 1954 yılında Adapazarı’nda doğmuş. 1972 yılında Adapazarı Vagon Fabrikasında çalışma hayatına başlamış.1982 yılındaDemiryol-İş Sendikası Adapazarı Şube Başkanlığına seçilmiş. 1999 yılında Demiryol-İş Sendikası Genel Başkanı olmuş. 2003 yılından beri TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu’nda görev yapmış 2015 yılından beri Türk-İş genel başkanlığı yapıyor. Özet olarak 1982 yılından beri yani tam 41 yıldan beri sendikacı bu beyefendi.

20

************

21

Başka bir sendikacıya geçmek istiyorum Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ikinci toplantısının ardından basın açıklaması düzenliyor. Gerçekleştirilen basın açıklamasına katılan gazeteciler, doğal olarak haber yapmak için fotoğraf çekiyorlar. O esnada Tekstil İş Genel Başkanı Kazım Doğan, fotoğraf çekmek isteyen gazeteciye kızıyor ve azarlıyor. Gazeteci, “Benden ne istiyorsunuz beyefendi. Siz işçilere de böyle mi yapıyorsunuz? Böyle mi savunuyorsunuz haklarını? Çekmemizi istemiyorsunuz niye bizi çağırıyorsunuz, ayıp değil mi canlı yayında böyle yapıyorsunuz?” diyerek tepki gösteriyor. Tekstil İş Genel Başkanı Kazım Doğan, bir anda gazeteciye, “Konuşma fazla, gelme lan bir daha” diyor gazeteciye. Fotoğraf çekmeyecekse nasıl haber yapacak gazeteci? Fotoğraf çekmesini istemiyorsanız neden basın toplantısı yapıp gazetecileri davet ediyorsunuz? Bir gazeteciye “Lan” diye hitap etmek nasıl bir edepsizliktir? Bu arkadaş da 42 yıldan beri sendikacı olmanın şımarıklığını yaşıyor herhalde.

Yapığım araştırmada sendikacıların gelirleri hakkında kesin bir bilgiye rastlayamadım ama hem kendi sendika gelen başkanlığından, hem konfederasyondan maaş aldıklarına dair bilgiler var. Altlarında yeni model Mercedes, Volvo, Audi gibi son derece lüks makam araçlarında birkaç yerden gelirler alarak 40 yılın üzerinde sendikacılık yapınca işte böyle şımarık davranışlarda bulunuyorlar.

Sendikacılık ve de siyasetçilik bir meslek olmamalı bence. Bu sendikacılar gibi 6-7 dönem yani, 25-30 yıl milletvekilliği yapanlar var mecliste. Bu görevler en fazla üç dönemle sınırlandırılmalıdır.

Özet olarak verdiğim örneklerde görüldüğü gibi sendikacılarda hiç nezaket ve insana saygı yok. Sadece asgari ücretin tespit edilmesi yetmez, sendikacıların da en azından asgari nezaket sahibi olmaları gerekir.

İlgili Makaleler