Güncel

Sanayi Bacaları Sessiz Felakettir, İhmale Gelmez

Bir patlama olur, ortalık savaş alanına döner. O an, ruhsatsız işyerleri, sigortasız çalışanlar, eksik denetimler bir bir ortaya saçılır.

Sanayi Bacaları Sessiz Felakettir, İhmale Gelmez

Reklam Arma Kırtasiye

Bir patlama olur, ortalık savaş alanına döner. O an, ruhsatsız
işyerleri, sigortasız çalışanlar, eksik denetimler bir bir ortaya
saçılır. Çünkü patlama görünürdür; sesi vardır, dumanı vardır, yarası
vardır, acısı vardır.

Peki ya görünmeyen krizler?
Hava kirliliği tam da böyle bir sessiz felaket.

Ne sesi var ne kokusu…

Gün gün ciğerlerimize işler, ama bir dosya açılmaz, bir inceleme
başlatılmaz. Kanıtı, ancak yıllar sonra kanser istatistiklerinde,
solunum hastalıklarında karşımıza çıkar.

Kocaeli, Türkiye’nin sanayi kalbi.
Ancak bu kalp çoğu zaman siyaha çalan bir dumanla atıyor. Gebze,
Dilovası, Çayırova ve Darıca’da bacalar özellikle hafta sonu daha
yoğun tüter; denetimin gevşediği saatlerde kirlilik zirve yapar.

Peki ölçen kim? Takip eden kim?

Kocaeli’nde hava kirliliği bir çevre değil, doğrudan bir sağlık
sorunudur. Bugün solunan hava, yıllar sonra kanser, astım, KOAH olarak
geri döner. Patlamalar bir anda can alır; hava kirliliği ise canları
istatistiklerin ardına saklar.

Tıpkı ruhsatsız işletmeler ve sigortasız çalışanlar gibi,
Kocaeli’ndeki hava kirliliği de ancak üzerine gidilirse görünür.
Görünmez olması yok olduğu anlamına gelmez; aksine, en tehlikeli olan
çoğu zaman görünmeyendir.

Bir facia, yıllardır örtülen her şeyi gün yüzüne çıkarır. Çünkü
patlama görünürdür; izi vardır.
Peki “görünmeyen” krizler? Onların sesi yoksa kim duyacak?

Kocaeli’nin havasındaki kirlilikte, denetim eksikliği mi var?
Fırsatçılık mı? Göz yumma mı?
Bunu nasıl anlayacağız? Varsa olumsuzluk bunu yıllar sonra anlayıp tüh
geç kalmışız diyeceğimize öncesinde sorgulayalım. İş işten geçtikten
sonra üzüntülü ifadelerle ekranlara çıkıp konuşmak yerine sorumluları
zamanında sorgulayalım.

Faciayı beklemeden harekete geçebilecek miyiz?
Yoksa bir gün yine “Patlayınca öğrendik” mi diyeceğiz?
Yoksa önce denetime hayırseverlerden mi başlayacağız?

Hep birlikte göreceğiz.

“Patlama olur; ruhsatsız iş yerleri, sigortasız çalışanlar ortaya
çıkar. İhmaller zinciri bir bir gün yüzüne dökülür. Bina kendi kendine
çöker; nedeni henüz açıklanamayan, soru işaretleriyle dolu, yürek
burkan bir tablo ve kalır geriye.”

Formül çok basit:

İşini layıkıyla yap, eleştirilme.

Yolsuzluk yapma, ayaklar altına alınma.

İhmallere göz yumarak gözyaşlarına sebep olma.

“Not: Bu metin kamu yararı amacıyla hazırlanmış olup, herhangi bir
kişi veya kuruma yönelik suç isnadı içermez.”

Kalın sağlıcakla,

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu