Gündem

Siyanür…

“Yaklaşık 34 yıldır Kanada'da yaşıyorum. Burada bahar geç gelir. Ağaçlar Mayıs ayının sonunda çiçek açarlar.

Siyanür…

Kanada’da yaşayan Özbay adındaki vatandaşımız anlatıyor:

“Yaklaşık 34 yıldır Kanada’da yaşıyorum. Burada bahar geç gelir. Ağaçlar Mayıs ayının sonunda çiçek açarlar. Yalnız bir ağaç vardır, bizdeki kardelen gibi… Nisan’ın sonunda çiçek açar. Eksi derecede bile zamanı gelince çiçeğinin açar.

Bundan yaklaşık 25 yıl önce bir Cumartesi günü öğle yemeği için bir restorana gidiyorum. Hava güzel artı 14 derece… Mayıs ayının ilk haftası… Şehir içinde çoktur, kısa boylu geniş saçaklı bir ağaç. Çiçekleri o kadar güzel açmış ki… Ağaçtan bir dal kırdım, elimde restorana götürdüm. Sık gittiğim bir restorandı. Garson kızlar beni tanırlar, her gidişimde tebessümle karşılarlardı. Üniversite öğrencisi kızlar çiçeği elimde görünce tebessümle karşılamadılar. Dışarda balkonda oturdum. Bira ve tavuk kanadı söyledim. Balkonda oturanlar da çiçeğe doğru baktılar, anlayamadım.

Garsonlardan biri ya da müşterilerden biri telefon etmiş olacak ki 20 dakika geçti, çiçek masanın üzerinde. Belediyeye ait çevre koruma arabası geldi, park etti. İçinden bir adam çıktı, gülümseyerek bana doğru geldi. Masadaki çiçeğe baktı. Nezaketli bir şekilde ‘O çiçeği alıp arabama gelir misiniz?’ dedi.

O zaman anladım. ‘Bu çiçeği dalıyla kırmak yasak… Mahkemeye mi gitmek istiyorsun, yoksa para cezası mı vereyim?’ diye sordu. ‘Ne kadar para cezası?’ dedim. Bir metre çıkardı ve dalın boyunu ölçtü. Yaklaşık 40 cm. ‘40 dolar yazacağım’ dedi ve yazdı. Pazartesi günü 40 doları belediyeye ödedim”.

***

19

Kendi ağacının dalına dokundurmayan, dokunanı affetmeyip ceza yazan Kanadalı bizim Kaz Dağlarında yüzlerce, belki de binlerce ağacı kesti. Birleşmiş Milletler UNESCO tarafından Dünya Kültür ve Doğa Mirası Listesi’ne alınan Kaz dağlarını dümdüz ettiler.

20

Kanada’lı firma Kaz dağlarının canına okuyup oradaki altın madenini çıkarttı ama gözü doymadı.

21

Türkiye’de başka nerede altın var?

Araştırdılar ve buldular.

Erzincan’da altın madeni olduğunu tespit ettiler.

Şimdi de oranın yerle bir edilmesine gelmişti sıra.

Endemik bitki çeşitliliğiyle çoğu Avrupa ülkesinin 10 ya da 20 katı zenginlikte bulunan, tüm dünyada ender görünen bitkilerin bulunduğu Erzincan ilimize giriştiler kepçeleriyle.

Yeni de değil, bundan tam 10 sene önce 2014 senesinde verilmiş bu Kanadalı firmaya maden arama izni.

Maden arama izni verilmiş on sene önce ama yetmemiş, firmanın gözü doymamış ki daha sonra kapasite artırımı talep etmiş ve kabul edilmiş. Arama yaptığı sahalar genişletilmiş.

Bu hafta Kanadalı firmanın maden arama çalışmaları esnasında 9 işçi kayan toprağın altında kalmış cesetlerine bile ulaşılamıyor.

Burada milyonlarca metreküp toprağın altında kalıp canlı canlı toprağa gömülen işçilerimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve yakınlarına sabırlar diliyorum.

Ülkemizin şimdiye kadar yaşadığı en büyük çevre felaketiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.

Şimdi de bölgedeki altın arama çalışmaları sırasında kullanılan siyanürün ilin sınırlarından geçen Fırat nehrine ve yakınlarında bulunan Keban barajına ulaşması durumunda yaşanacak felaketin boyutunu açıklayan Yer Bilimci Prof. Dr. Süleyman Pampa’nın yazısını okurken inanın bana içim karardı.

Toprak altındaki işçi kardeşlerimize tekrar Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar dilerken…

Yetkililere buradan sesleniyorum!

Yapmayın beyler, bayanlar; kaç liralık, ya da kaç dolarlık altın çıkarılacak bilmiyorum ama miktarı ne olursa olsun hiçbir servet insan hayatından ve cennet vatanımızın mahvedilmesinden kıymetli değildir.

Artık gözünüz doysun, bir yerde dur deyin bu para hırsına.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir