Güncel

Vaatler havada uçuşuyor

Şimdi tüm partilerin adayları meydana çıktı, kapı kapı dolaşıp vatandaşlarla bir araya geliyorlar, kendilerini tanıtıp projelerini anlatıyorlar, vaatlerini sıralıyorlar.

Vaatler havada uçuşuyor

Sevgili okurlarım bir aydan az bir zaman kaldı, sandık başına giderek yerel yöneticilerimizi seçeceğiz.

Mahallemizin muhtarından başlayarak ilçe belediye başkanlarımızı, belediye meclislerini, büyükşehir belediye başkanlarını ve meclis üyelerini seçeceğiz.

Şimdi tüm partilerin adayları meydana çıktı, kapı kapı dolaşıp vatandaşlarla bir araya geliyorlar, kendilerini tanıtıp projelerini anlatıyorlar, vaatlerini sıralıyorlar.

Ama bazıları öyle abuk sabuk, öyle saçma sapan vaatler söylüyorlar ki inanılır gibi değil.

Mesela koskoca ülkemizin en büyük şehrinin büyükşehir belediye başkanlığına aday olan birisi çıkıyor “Seçilirsem şehrimde güvenliği sağlayacağım” diyor. Güvenliği sağlamanın belediye başkanının görevleri arasında olduğunu sanıyor olamaz herhalde. Mutlaka kendisini izleyenleri biraz saf sanarak bunları söylüyor, dinleyenler de çılgınca alkışlıyor.

Haberlerde bu tür saçma seçim vaatleri söylenip de alkış alınınca bir anda hafızam beni bundan altı sene önceye götürdü.

19

Şimdi fen lisesi öğrencisi olan ortanca torunum o yıl ilkokul dördüncü, yani son sınıfına başlamıştı. Bir gün geldi bana “Dede okulumuzda başkanlık seçimi yapılacak, arkadaşlarım beni teşvik ediyorlar başkan adayı olacağım sen de destek olur musun?” dedi.

20

Böyle bir güzel teklifi kabul etmemek mümkün değil ki. Tabii hemen kabul ettim okul başkanı başkan adayının basın danışmanlığını.

21

Bu arada bir parantez açıp ülkemizin ne kadar ilerlediğini, ne kadar demokratikleştiğini söylemek istiyorum. Bizim zamanımızda okul başkanı diye bir makam yoktu. “Sınıf Mümessili” vardı her sınıfta. Onları da tek seçici olarak öğretmenler seçiyordu. Şimdi oldukça demokratikleşmişiz sınıf başkanlarını da, okul başkanını da öğrenciler seçiyor. Burada parantezi kapatıp konumuza dönüyorum.

Biz oturduk başkan adayı ile ciddi ciddi seçim stratejimizi hazırlamaya başladık. Daha sonra da pankartlar hazırlayacaktık.

Sordum başkan adayıma kaç aday var diye. Üç aday varmış. Adaylar da kendilerine göre vaatlerde bulunuyorlarmış.

“Senin vaatlerin ne olacak?” diye sormam üzerine “Okulumuzdaki kütüphane hep kapalı duruyor. Ben kütüphane kolu olarak beş arkadaşımı görevlendireceğim. Her gün biri nöbetçi olup kütüphaneyi açacak. Öğle paydoslarında kütüphaneden faydalanmak isteyen arkadaşlarımızın hizmetine sunacağım kütüphaneyi” dedi.

Çok hoşuma gitti bu vaadi. “Ben de sizin kütüphanenizin daha da zenginleşmesi için çevremden kitap bağışı yapacak arkadaşlarımı yönlendirip birçok kitapla donatacağım” dedim.

Sonra “Bir başkan adayı arkadaşım ‘okul bahçesine yüzme havuzu yaptıracağım’ diyor. Çok saçma geldi. Neyle yaptıracak, kime yaptıracak, zaten okul bahçesinde uygun yer bile yok” demesi üzerine kendisine bir kez daha sarılarak tebrik ettim.

Neyse biz kütüphane projemizle okul başkanlığı seçimini kazandık. Kütüphaneyi de birçok kitapla zenginleştirdik. O sene kütüphane okulun açık olduğu her gün öğrencilerin hizmetine açık oldu.

Şimdi başkan adaylarının havalarda uçuşan ipe sapa gelmez vaatlerini duydukça “Allah’ım şu koca koca insanlara benim 10 yaşındaki torunum kadar akıl fikir ver” diyorum.

Çünkü “Dilin kemiği yok” deyişini ispatlarcasına öyle şeyler söylüyorlar ki insana adeta saç baş yoldurdukları gibi nefret de uyandırıyorlar.

Düşünebiliyor musunuz sevgili okurlarım bir aday çıkıp “Bizim partimize oy vermeyenler kafirdir” diyebiliyor.

Ben hukukçu değilim ama hani “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” diye bir suç var. Türk Ceza Kanununun 216 maddesine göre, bu suçu işleyenlerin bir yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması gerekiyor. Böyle sözleri söyleyenlerin bu madde gereğince yargılanmaları gerekir ama suçu işleyen yabancı değil de bir yerlere yakınsa hiçbir şey olmuyor ülkemizde.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir