Siyaset

Seçim söylemleri başladı

Seçim söylemleri başladı

Sevgili okurlarım seçim sathı mahalline girdik. Yaklaşık üç buçuk ay sonra önümüze sandık gelecek ve ülkemizi bundan sonraki beş yıl boyunca yönetecek iktidarı seçeceğiz.

Seçimler yaklaşınca siyasilerin birbirlerine atışmaları da başladı doğal olarak.

Genelde siyasi kişiler birbirlerinden bahsederken soyadının önüne “Sayın” sözcüğünü ekleyerek ondan bahsederler. Mesela Meral Akşener bir konuşmasında Ali Babacan’ın adı geçince “Sayın Babacan” şeklinde bahseder.

Bu yazılı olmayan ama her daim uygulanan bir nezaket kuralıdır.

Ama buna rağmen uzunca bir süreden beri iktidar partisi mensupları ana muhalefet partisi liderinden bahsederken “Sayın Kılıçdaroğlu” demiyorlardı ona “Bay Kemal” şeklinde sesleniyorlardı.

Kemal Kılıçdaroğlu bir süre sessiz kaldı bu hitap karşısında. Daha sonra da bu hitap hoşuna gitti galiba bu hitabı benimseyerek “Bay Kemal olmak kolay değil” diyerek gerek partisinin grup toplantılarında gerekse katıldığı etkinliklerde yaptığı konuşmalarda bu sözcüğü adeta bir slogan haline getirdi.

19

En sonunda grup konuşmasında “Seçimin ertesi gününde onların telefonları acı acı çalacak. Açtıkları telefonun ucunda bir ses duyacaklar: Ben Kemal, geliyorum!..” dedi.

20

Daha sonra günümüzdeki teknolojik imkanlardan da faydalanarak görsel videolar hazırlamış “cehape” yönetimi. Sosyal medya ortamında dolaşıp duran videolarda rahmetli Cüneyt Arkın’ın Kemal adıyla rol aldığı filmden sahneler görünüyor ve Cüneyt Arkın “Ben Kemal geliyorum” diyor. Telefonun diğer ucundaki figüranlar da “Kemal geliyor” diye bağırarak kaçışıyorlar.

21

Daha sonra Cumhurbaşkanı “Madem Bay Kemal ifadesini sevdi, öyleyse kendisine bundan sonra kullanabileceği yeni sloganını da vereyim: Bay bay Kemal” diye seslendi.

Bay Kemal bu söze cevap olarak, “Ey beşli çeteler, hani bir şarkı vardı…” ifadesini kullandı ve Yılmaz Erdoğan’ın “Organize İşler” filminden bir alıntı yaparak “Bay bay hepiniz” şeklinde cevap verdi.

Benim bu tür atışmalar çok hoşuma gitti. Esprili bir şekilde birbirleriyle atışan siyasiler dinleyenlerin de gülümsemelerine yol açıyor ve zevkle izleniyor bence.

Son senelerdeki siyasilerin birbirlerine söyledikleri hakaret sözcüklerinden bıkmıştık. Ben de bıkmıştım, çevremde sohbet ettiğim insanlar da bıkmıştı.

Birbirlerine “Terbiyesiz herif” demelerinden, “Yüzsüz” demelerinden, “Haysiyet fukarası” demelerinden, “Sefil” demelerinden, “Zavallı” demelerinden, “Gafil” demelerinden, “Namert demelerinden, “Yüzsüz” demelerinden, hatta bunlardan daha ağır sözler söylemelerinden bıkmıştı halkımız. Neredeyse haberleri dinlerken televizyonlardan “Biiipppp” uyarıları konulması gereken konuşmaları koskoca siyasi liderlerin yapması hiç hoş olmuyordu.

O nedenle son zamanlardaki “Bay” ve “Bay Bay” hitaplarını gayet naif ve olarak yorumladım.

İnşallah seçim kampanyalarının sonuna kadar seviyeyi düşürmezler de böylesi kibar hitaplarla birbirlerine seslenirler diye temenni ediyorum.

Bu seçim ortamında bir de kraldan fazla kralcılar çıkıyor ki en çok insanları sinirlendiren de bu tipler bence.

Bu konuya bir örnek…

Gelecek Partisi Genel Sekreteri Kani Torun’un kızı vefat ediyor. Allahtan rahmet, Torun ailesine de sabırlar diliyorum. Normal olarak, ülkemizin her yerinde olduğu gibi 40. gününde mevlit okutmak istiyorlar. Müftülük “Tadilat var” beyanıyla camide mevlit okunmasına izin vermemiş.

Gelecek Partisi Yönetim Kurulu, İletişim Başkan Yardımcısı Yavuz Değirmenci “Gelecek Partili olduğunu görünce tadilat var veremiyoruz dediler. İmamın herhangi bir olumsuz tavrı yok. Ama müftülük maalesef… Kurumlara veremeyiz diyorlar” şeklinde olayı özetlemiş.

Kızının ölümünden sonra mevlit okutacak bir babanın siyasi kişiliği varsa ne olacak ki? Mevlidin kurumsalı mı olurmuş? Bu müftünün yaptığı doğrudan doğruya işgüzarlıktan başka bir şey değil.

Son paragraf olarak da Anayasa Mahkemesi’nin başkan seçiminde yeniden seçilen mevcut Başkan Zühtü Aslan’ı kutluyorum.

İlgili Makaleler