GENÇLER GELECEĞİMİZDİR
Bu ayete kadın-erkek, genç-yaşlı bütün insanlar muhataptır. Tek bir yaradılış gayesi var: o da Kulluk… O halde çocuklarımızı, gençlerimizi Yüce Allah’a kul olarak yetiştirip terbiye etmeliyiz.

- PEYGAMBER’İN (S.A.S) GENÇLERE OLAN GÜVENİ, GENÇLER GELECEĞİMİZDİR-ZEKERİYA ACAR-VAAZ-12.09.2025
عَلَّمَهُ الْبَيَانَ خَلَقَ الْاِنْسَانَۙ
“İnsanı yarattı.Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti.” (Rahman;55/3-4).
نِعْمَتَانِ مَغْبُونٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنْ النَّاسِ الصِّحَّةُ وَالْفَرَاغُ
“İnsanların kıymetinden gafil olduğu iki şeyi sıhhat ve boş vakit.” (Buhari).
Yüce Rabbimiz bizlere yaratılış gayemizi şu ayetiyle bildiriyor:
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat;51/56)
Bu ayete kadın-erkek, genç-yaşlı bütün insanlar muhataptır. Tek bir yaradılış gayesi var: o da
Kulluk… O halde çocuklarımızı, gençlerimizi Yüce Allah’a kul olarak yetiştirip terbiye etmeliyiz.
Gelişiyle insanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran sevgili Peygamberimiz, bütün söz, fiil ve davranışlarıyla bizlere örnektir.
İslâm dini aynı zamanda bir eğitim sistemi, insanlar arası ilişkilerin temeli olan bir değerler ve davranışlar düzenidir. Bu konularda da en güzel örnek ve model, şüphesiz sevgili Peygamberimiz’dir. Bir peygamber olduğu kadar, bir eğitimci, olgun ve örnek insan olarak, Onun çocuk ve gençlere yaklaşımını, onlarla olan ilişkilerini doğru bir şekilde öğrenip, bunların gerisinde yatan davranış prensiplerini kavradığımız ölçüde, kendi çocuk ve gençlerimize bunları yansıtma imkânı buluruz.
Yüce Mevlamız Ahzab Suresi 21. ayetinde :
كَثِيرًا لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآَخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ
“And olsun ki, Allahın rahmetini ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allahı Çokça zikredenler için, Allahın Rasülünde size güzel bir numüne vardır.” buyurarak, onun her yaş ve her kesimden insana rehber olduğunu belirtmiş oluyor.
Bütün insanların en büyük öğretmeni olan o Yüce Efendimiz, her kesime önem verdiği gibi, gençlere daha da çok önem verdiğini hayatında göstermiştir. Gençlere öylesine şefkatli, öylesine candan ve sevgiyle dolu bir yürekle davranmıştır ki, onlar etrafında pervane olmuş, ona canı gönülden bağlanmışlardır.
Hz. Peygamber (asm), İslâm toplumunun şekillenmesinde, İslâmî değerlerin yaşanmasında ve yayılmasında gençlere büyük görevler vermiştir. Onların cesaret ve enerjilerinden gereği gibi yararlanmak için, her şeyden önce gençlerin kendine güvenli, sağlam bir kişilik geliştirmelerine imkân sağlanmasının önemini çok iyi biliyordu.
Peygamberimiz, sorumluluk gerektiren en yüksek görevlere hazırlanmalarını, gençliğin tabii hakkı ve toplum yararının bir gereği olarak görüyordu. Bundan dolayı gençlere özel ilgi gösteriyor ve onları sürekli teşvik ediyordu. O dönemde görev ve sorumluluklarının bilincinde olan kumandanlar, âlimler ve hakimler yetişmişse, bu ancak Hz. Peygamber (asm)’in yardımı, ilgisi ve teşviki sayesinde olmuştur.
رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِنْ ذُرِّيَّتِنَٓا اُمَّةً مُسْلِمَةً لَكَۖ وَاَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَاۚ اِنَّكَ اَنْتَ التَّوَّابُ الرَّحٖيمُ
“Ey rabbimiz! Bizi sana teslim olanlardan eyle, soyumuzdan da sana teslim olacak bir ümmet çıkar. Bize ibadet usullerimizi göster, tövbemizi kabul et. Şüphesiz tövbeleri kabul eden, merhameti bol olan yalnız sensin.”
ÇOCUK VE GENÇ, BİR TOPLUMUN GELECEĞİDİR.
Her toplum, kendi geleceğini garanti altına alacak, kendi değerlerini yükseltip, geliştirecek fertler yetiştirmeyi hedef edinir. Yeni yetişen nesiller ruh ve bedence sağlıklı, güçlü ve dinamik bir kişilik geliştirdikleri ölçüde, toplum da güç ve kuvvet kazanacaktır. Ayrıca, gençlerin eğitimine ve öğretimine çağın gelişen şartlarını da göz önünde bulundurarak önem veren milletler, daima yükselmişler ve dünyada söz sahibi olmuşlardır.
BUGÜN GEÇLERİMİZİN DURUMUNDAN MEMNUN MUYUZ?
Gerek kendi ailemizde gerekse de toplumumuzdaki gençlerin durumlarını bir değerlendirelim. Nasıl bir gençliğe sahibiz? Unutmayalım ki nasıl bir gençliğe sahipsek geleceğimizi buna göre belirleyebiliriz.
Gençlerimizin durumundan memnunsak o zaman sorun yok. Eğer memnun değilsek bunun sebeplerini araştırmamız ve çözümler getirmemiz gerekir Gençliğe yapılan yatırım geleceğe yapılmış yatırımdır ve yüz misliyle karşılık alınır.
İmanlı bir nesil yetiştirmek, sadece devletin okullarda vereceği eğitimle olabilecek bir iş değildir.
Elbirliğiyle çocuğun doğduğu andan itibaren, aile içerisinden, ilkokula adımını attığı gün ve bundan sonraki eğitim safhalarında, fevkalâde hassasiyetle ele alınıp, devamlı ilgilenilerek, ahlaki ve ilmi melekelerine hitap eden, bilgili hocalarla ve mükemmel eğitim sistemleri ile aralıksız sürdürülerek yapılabilir.
Ülkemizde pek bulunmayan, Çinlilerin yetiştirdiği bambu ağacı yetiştirme usulü vardır.
Önce bambu ağacının tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir, ilk yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. 2. yıl yeniden gübrelenir ve sulanır, üçüncü ve dördüncü yıllarda da, tekrar gübrelenir ve sulanır; fakat filiz vermez, beşinci yıl, tekrar sulanır ve gübrelenir. Fakat bu 5. yıl filiz vermeyen tohum, 5. yılın ilk aylarında filiz verir, su ve gübre vermeye de devam edilir.Nihayet 5. yılın sonlarına doğru, bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede, yaklaşık 27 metre boyuna kadar ulaşır. Peki bu Çinlilerin yetiştirmiş olduğu bambu ağacı, 27 metre boyuna, 6 haftada mı ulaştı? Yoksa beş yılda mı? Şüphesiz 5 yılda
Bizler de evlatlarımızı 20 sene sabırla, azimle, yılmadan yetiştirmek için gayret etmeliyiz, ilk yıllarda emeğimizin karşılığını almamış gibi olsak da, ekilen tohumlar mutlaka yeşerecek, bu yılların birikimi mutlaka meyvesini verecektir.
Bir Çin atasözü der ki; “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik ama yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir.’’
Bizler de hayırlı bir nesil yetiştirmek için, yılmadan, usanmadan, evlatlarımızı yetiştirmeye gayret etmeliyiz. Bugün dünya menfaatlerine; edepli ve ahlaklı olmaktan, imanlı olmaktan daha fazla önem veren, bir toplum haline geldik.
Onların sadece maddi isteklerini karşılayarak, iyi bir anne-baba olamayız. Evlatlarımızın, hayırlı imanlı, ahlaklı, İslami bir gençlik olabilmesi için, onların kalplerine ve kafalarına verilecek manevi gıdaların vücutlarına verilecek, diploma almak için yapılan harcamalardan, yiyeceğinden ve içeceğinden daha az önemli olmadığını unutmamalıyız.
Her gün gazetelerde, boy boy parası için, annesini, babasını, dedesini, nenesini, katleden, uyuşturucu kullanan üniversiteli çocukların haberlerini ve katliamlarını, teröre katıldıklarını televizyonlardan, gazetelerden, uyuşturucu bataklığına düşenlerin manzaralarını, maalesef üzülerek ve acıyarak görüyoruz. (Daha geçen pazartesi günü sabah saatlerinde İzmir’in Balçova ilçesinde, polis merkezine 16 yaşındaki lise 3 öğrencisinin pompalı tüfekle saldırı düzenlediğini, yapılan silahlı saldırıda açılan ilk ateşte 2 polis şehit oldu, 1 polis yaralandı. Aynı gün yine İZMİR’DE KAN DONDURAN OLAY! YAŞI 16; BABASINI ÖLDÜRÜP, ANNESİNİ YARALADI. Pazartesi günü akşam saatlerinde Menemen ilçesi.)
GEÇLİĞİMİZİ TEHDİT EDEN UNSURLAR
1- ÖZENTİ
Her yönüyle kendi din ve hayat anlayışından uzaklaşarak, özenti ve aşağılık psikolojisiyle Hıristiyan batıyı taklit etmek gençler arasında önemli yanlıştır. Onların, futbolcu, sanatçı, artisti, şarkıcılarına vs. özenilerek onların hayat tarzı ve anlayışı taklit edilmektedir.
6 GENÇ KIZDAN OLUŞAN MANİFEST YENİ BİR POP MÜZİK GRUBU…. DÜN AKŞAM İSTANBUL’DA 18 YAŞ SINIRI KOYARAK DÜZENLEDİKLERİ KONSERLE DİKKAT ÇEKTİLER… DANSLARI VE KIYAFETLERİYLE DE TEPKİLERİN HEDEFİ OLDULAR… SOSYAL MEDYADAKİ OLUMSUZ ELEŞTİRİLERİN ARTMASI ÜZERİNE GRUP HAKKINDA,, “TEŞHİRCİLİK” SUÇUNDAN SORUŞTURMA AÇILDI. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 Eylül Cumartesi günü Küçükçiftlik Park’ta düzenlenen Manifest konserine soruşturma açıldığını duyurdu.
Grup hakkında “hayasızca hareketler” ve “teşhircilik” suçlarından soruşturma başlatıldığı bildirildi.
grubun konserdeki dans ve gösterilerinde “edep, iffet, ar ve haya duyguları, edep törelerine saldırı niteliği taşıyan” hareketlerde bulundu.
—Sokak ortasında TEŞHİRCİLİK Avrupa ülkelerinde suç mu ?
İşte bazı örnekler:
- Fransa
– Ceza: 15.000 € para cezası ve 1 yıl hapis.
– Yasa: Ceza Kanunu Madde 222-32, “kamusal alanda cinsel teşhir” suçunu düzenliyor.
– Örneğin, “Naked Bike Ride” gibi etkinlikler bazı şehirlerde yasaklanabiliyor.
- İtalya
– Ceza: 5.000 € ila 30.000 € para cezası; çocukların bulunduğu yerlerde 4 ay ila 4 yıl 6 ay hapis.
– Yasa: Ceza Kanunu Madde 527 ve 726, teşhircilik ve genel ahlaka aykırı davranışları kapsıyor.
- İspanya
– Ceza: Plaj dışında mayo veya bikiniyle dolaşmak 100 € ila 750 € arasında para cezasına neden olabilir.
– Özellikle Barselona gibi şehirlerde bu kurallar sıkı şekilde uygulanıyor.
- İsviçre
– Bazı kantonlarda “toplumu rahatsız edici derecede açık giyinmek” belediye cezalarıyla sonuçlanabiliyor.
“Bu ülkelerde teşhircilik yalnızca çıplaklıkla sınırlı değil; toplumun huzurunu bozacak şekilde aşırı açık giyinmek de cezai işlemle sonuçlanabiliyor. Özellikle çocukların bulunduğu alanlarda bu tür davranışlar daha ağır yaptırımlara yol açabiliyor..”
2- DİN VE AHLAK EĞİTİMİNİN YETERSİZLİĞİ
Din ve ahlak; toplumu bir arada ve birbirine güvenle bağlayan hem bu dünyada hem de Ahirette mutlu ve huzurlu bir hayat sunan insanın kimliğini oluşturan en önemli değerdir. İslam barışa ve adalete büyük önem vererek, her türlü haksızlığa ve zulme karşı çıkar. Bu nedenle topluma ve insanlığa faydalı insanların yetiştirilmesi için gençlerin din ve ahlak eğitimine büyük önem verilmesi gerekir. (“Din, Ahlak ve Değer” başlığı altında “Kur’an-ı Kerim”, “Kuran-ı Kerim’in Anlam Dünyası”, “Peygamberimizin Hayatı”, “Temel Dini Bilgiler”, “Türk Düşünce Tarihi” ve “Klasik Ahlak Metinleri”) gibi dersler ki; Öğrenciler, bu seçmeli derslerden birini seçmek zorunda.
3- ZARARLI ALIŞKANLIKLAR
İnsanlar zararlı ya da faydalı alışkanlıkları genç yaşta edinir. Bu alışkanlıklar hayatını olumlu ya da olumsuz etkiler. Bu nedenle onlara faydalı alışkanlıklar kazandırılmalı; onları, zararlı alışkanlıklardan korumalı ve bu konuda bilinçlendirmeliyiz. Gençleri olumsuz etkileyen zararlı alışkanlıkları şu başlıklar altında toplayabiliriz:
- İÇKİ – KUMAR
İçki ve kumar, kişinin hem kendisine hem de çevresine en büyük zararı dokunan Yüce Allah’ın ifadesiyle “şeytan işi birer pisliktir”.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
“Ey mü’minler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durunuz ki, kurtuluşa eresiniz.” (Maide;5/90)
إِنَّمَا يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ اللّهِ وَعَنِ الصَّلاَةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ
“Şeytan içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” (Maide;5/91)
İslam, içki ve kumarın her çeşidini yasaklamıştır. Bugün gençler arasında bu haramların gittikçe yaygınlaşmakta olduğu gözlenmektedir. İçkinin bağımlılık kazandırmasıyla her çeşit suçları körüklemektedir.
Şiddete varan vakalar sebebiyle daha hayatının baharında iken gençler hapishane ile tanışabilmektedir. Bu mahkûmiyet o kişiyi sabıkalı ve de ömür boyu töhmet altında bırakmaktadır.
Genç yaşta alışılan içki sebebiyle ülkemizde trafik kazaları ve aile geçimsizlikleri kat kat artmıştır.
Yapılan bir araştırmaya göre; Türkiye’de alkol kullananların sayısında önemli bir artış olduğu ve uyuşturucu kullananların % 73’ünü de 20 yaşın altındaki gençlerin oluşturduğu bildirilmektedir.
Yine bu araştırmaya göre trafik kazalarının % 60’ı, cinayetlerin % 85’i, tecavüz olaylarının % 50’si, boşanma olaylarının % 80’i alkol kullanımından kaynaklanmaktadır.
Benzer şekilde kumar da gençleri her türlü zarara götürmektedir. Günümüzde gençler arasında iddia, okey, toto vb. adlarla oyunlar oynanmaktadır. Gençleri bu kumarın her çeşidinden uzak tutmanın yolları araştırılmalı ve engelleyici çözümler sunulmalıdır.
- UYUŞTURUCU – SİGARA
Gençlerin sağlığını bozucu en temel düşmanlardan ikisidir. Günümüzde uyuşturucu liselere kadar inmiş ve her geçen yıl yaygınlaştığı uzmanlarca ifade edilmektedir.
Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür.
Bu sebeple akli ve zihni hayatın en büyük düşmanı olan uyuşturucular, insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve hemen ardından da sorumsuz, hayvani bir hayata mahkûm eder. Bağımlıyı yaşayan bir ölü haline getirir
İntiharların, cinayetlerin, her türlü fuhşiyat, gasp ve anarşinin temelinde uyuşturucu vardır.
İç ve dış düşmanların en tahripkâr silahı uyuşturucu ve uyuşturucu salgınlarının itici gücü olan uyuşturucu kültürüdür. Cemiyetleri çöküntüye götüren her türlü maddi ve manevi tahribatın temeldeki sebebidir.
4- ŞEYTAN, NEFİS, HEVA VE HEVESE UYMA
Hayatımızı şekillendirecek ve yönlendirecek emir ve yasakları, Rabbimiz bizlere bildirmiştir. Peygamber efendimiz (s.a.v) de bunları hayatında tatbik ederek hem örnek olmuş hem de açıklamıştır. Gençlerimizi kendi heva ve arzularına göre değil peygamberimizin ahlak ve sünnetiyle yetiştirmeliyiz. Onu model şahsiyet almaları sağlanmalıdır.
أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلًا
“Kendi nefsinin arzusunu kendisine ilah edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?” (Furkan;25/43)
Bu ilahi hitaba uyarak gençlerin de İslam’a uymayan kendi arzu ve isteklerinin peşine düşerek nefislerini ilah edinmeleri önlenmelidir.
5- ZARARLI GÖRSEL VE YAZILI MEDYA
Gençleri şiddete, mafyaya, fuhşa, ahlaksızlığa, inançsızlığa kişiliksizliğe içkiye yönlendiren medya da en büyük tehlikelerden biridir.
Her türlü ahlaksızlığı normal gibi yayınlayan medya gençleri günaha ve sapkınlığa itmektedir.
Gençlerimiz zararlı yayınlardan uzak tutulmalı, faydalı yayınlara ya da çeşitli sportif etkinliklere katılmaları sağlanmalıdır.
Günümüzde interneti de hesaba katarsak, doğru kullanılmadığı takdirde tehlikesi önemli boyutlara ulaşmaktadır.Mutlaka gençlerimizi internet ve televizyon karşısında başıboş bırakmamalıyız.
6- KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞININ YETERSİZLİĞİ
Kitap okumanın ne kadar ehemmiyetli olduğunu anlamak ve anlatmak ancak okuyan insanların anlayabileceği bir şeydir.
Nitekim bir düşünür “ Dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kâğıttır” diyor, haksızda değil. (James Howell) Kitaplar sayesinde bilgiler tecrübeler sonraki nesillere aktarılır. Dünyadaki bilgilere ulaşmanın en kolay yolu okumaktır. Okuma oranı ne kadar artarsa toplumumuzda kültür ve medeniyet o oranda gelişir.Bunun için gençlerimize ne yapıp edip okuma alışkanlığı kazandırmamız gerekmektedir. Çünkü gençler geleceğimizin teminatıdır.Zaten Rabbimiz şöyle buyurmuyor mu?
اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
“Yaratan Rabbinin adıyla oku!” (Alak; 96/1)
7-AİLE İÇİ PROBLEMLER
Ailesinde sorun olan gençler, problemli gençler olarak ortaya çıkmaktadır. Zaten genç kendi sorunlarıyla boğuşurken bir de aile içindeki kavga, şiddet ve geçimsizlik onu problemler yumağı haline getirmektedir. Sorunlarını anne- babasına açamayan genç, çözümü ve mutluluğu başkalarında aramaktadır.
Yapılan bir araştırmaya göre;
- Ergenler dert ve sorunlarını en çok kız veya erkek arkadaşları ile paylaşmaktadır.
- Ergenlerin % 25’i sorunlarını en çok erkek arkadaşlarıyla % 23’ü kız arkadaşları ile paylaştığını belirtmiştir.
- Anneler ile paylaşma oranı % 23, babalar ile % 3, kız kardeşler ile % 10, erkek kardeşler ile % 3’tür.
- Hiç kimse ile paylaşmayanların oranı % 8’dir.
- Öğretmenlerle paylaştığını söyleyenlerin oranı % 0.4,
- Rehber öğretmen/psikolojik danışmanlarla paylaşanların oranı ise %0 0.1’dir.
- Ergenler annelerinin ve babalarının öncelikli olarak hoşgörülü / anlayışlı, sabırlı ve arkadaş gibi davranan bir kişi olmasını istemektedir.
Yarıdan çoğu (% 55) annenin dışarıda çalışıyor olmasının gençlerin ergenlik döneminde daha çok sorunla karşılaşmalarına neden olduğunu düşünürken 26’sı bu inançta değildir. % 20′ sı ise bu konuda görüş bildirmemiştir.
İşte günümüz gençliğinin problemleri bunlar. Ama buna karşı vahyin ışığında ve Hz. Peygamberin elinde yetişen gençlik daha farklıydı.
Gençlerimize göstereceğimiz en güzel örnek ve model, şüphesiz sevgili peygamberimizdir.
O bir peygamber olduğu kadar, bir eğitimci, olgun ve örnek bir insandır. Onun gençlere yaklaşımını, onlarla olan ilişkilerini doğru bir şekilde öğrenip gençlerimize öğretelim. Zira, O, gençliğe gereken önemi vermiş, önce islamı gençlere tebliğ etmiş, etrafındaki halka gençlerden oluşmuştu.
Rahmet ve Şefkat Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s),İslam ı tebliğinde, toplumun yeniliğe açık, idealist ve canlı kesimini oluşturan gençlerden büyük destek görmüştür.
İlk Müslümanlar incelendiğinde, gençlerin çoğunluğu oluşturduğu görülmektedir.
Hz. Peygamber (s.a.s), gençlerin iyi yetiştirilmelerine ve iyi eğitilmelerine büyük önem vermiş; vahiy kâtiplerinin çoğunu gençlerden seçmiş; islam’a davet mektuplarını onlara yazdırmıştır.
Bazı gençleri de, Süryanice ve İbranice gibi o gün için çok ihtiyaç duyulan yabancı dilleri öğrenmeye teşvik etmiştir.
Sevgili peygamberimizin gençlere nasıl değer verdiğini, onlara nasıl davrandığını, dolayısıyla bizim de nasıl davranmamız gerektiğini göstermektedir. Bize düşen görev, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize sahip çıkarak onları her türlü kötü alışkanlıklardan korumak, onları en iyi bir şekilde yetiştirmek ve onlara iyi bir gelecek hazırlamaktır.
Yüce İslam davasını öncelikle gençler omuzlamış, rahmet peygamberi onları şefkatle bağrına basmış ve onları gençliğin tehlikelerine karşı uyararak sağlam bir Müslüman gençlik oluşturmaya çalışmıştır.
İslam terbiyesi ile yetişen gençlere şöyle bir göz atalım:
Hz. Peygamber, tebliğe başladığı ilk andan itibaren kadın-erkek, genç-ihtiyar, zengin-fakir, hür-köle ayırımı yapmaksızın tüm insanları İslam’a davet etmiştir. Nitekim ilk Müslümanlar incelendiğinde içlerinde toplumun her kesiminden fertlerin yer aldığı görülmektedir. Ancak, bu fertler arasında gençlerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. Nitekim ilk Müslümanlardan birkaç kişi, elli yaş civarında, birkaç kişi otuz beş yaşın üzerinde, geri kalan çoğunluk ise otuz yaşın altında bulunuyordu.
Mesela genç yaşta İslam’ı kabul edenlerden Hz. Ali 10, Zeyd b. Hârise 15, Abdullah b. Mes’ud ve Zübeyr b. Avvam 16, Talha b. Ubeydullah, Abdurrahman b. Avf, Erkam b. Ebi’l-Erkam ve Sa’d b. Ebî Vakkas 17, Mus’ab b. Umeyr 18-20, Abdullah b. Ömer 13, Câfer b. Ebî Tâlib 22, Osman b. Huveyris, Osman b. Affan, Ebû Ubeyde ve Hz. Ömer 25-31yaşları arasındaydı.
Hz. Peygamber (asm), gençlerin ilim alanında yetişmesine büyük önem vermiştir. Zekâ ve kabiliyetine güvendiği gençlerin ilimde uzmanlaşmaları için bütün engelleri kaldırmış, başkalarına göstermediği müsamahayı gençlere göstermiştir. Nitekim Kur’an’la karıştırılabileceği endişesiyle herkese, hadislerin yazılmasını yasakladığı bir dönemde, genç olan Abdullah b. Amr b. As’a bu konuda özel izin vermiştir. Bu zatın en çok hadis bilen sahabelerin başında geldiği bilinmektedir.
Hz. Peygamber (asm), vahiy katiplerini genellikle gençler arasından seçmiştir. İslâm’a davet mektuplarını da gençlere yazdırmıştır. Bazı gençleri o gün için çok ihtiyaç duyulan yabancı dilleri öğrenmeye teşvik etmiştir. Bu konuda, kendisiyle Yahudiler arasında elçilik yapmak üzere Zeyd b. Sabit’i görevlendirmiştir.
Yine O (as), gençlerin fetva vermesine müsaade etmiştir. Kendisi henüz hayatta iken bulunduğu çevrede gençlerin fetva vermesine izin vermiş olması, Hz. Peygamber’in gençleri ilme nasıl teşvik ettiğinin açık bir göstergesidir. O’nun fetva vermelerine izin verdiği gençler arasında Hz. Ali, Abdurrahman b. Avf, Abdullah b. Mesud, Zeyd b. sabit, Muaz b. Cebel gibi isimler bulunuyordu.
Bunların dışında genç yaşta İslam’ı kabul eden pek çok şahıs mevcuttur. Bunlar arasından İslam’ın Mekke ve Medine dönemlerinde ve Hz. Peygamber’in vefatından sonraki dönemlerde çok önemli fonksiyonlar üstlenen şahsiyetler yetişmiştir. İçlerinden devlet başkanları ve ülkeler fetheden komutanlar çıkmıştır.
Gençlik deyince, sadece erkek çocuk akla gelmemelidir. Bir toplumda gençlerin yarısını genç kızlar oluşturur. İslâm’ı ilk kabul edenler arasında genç kızların ve kadınların önemli bir yeri vardır. Hz. Peygamber (asm)’in kız çocuklarına özel itina gösterdiği bilinmektedir.
Hz. Peygamber (asm), gençlerin, dinin en iyi gençlikte yaşanacağının bilincinde olmalarına işaret ederek; kıyamet gününde arşın gölgesinde mutlu olacaklar arasında, gönlü Allah’a bağlı, severek Allah’a ibadet eden gençleri de saymıştır.
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللَّهُ فِى ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّهُ : الإِمَامُ الْعَادِلُ، وَشَابٌّ نَشَأَ فِى عِبَادَةِ رَبِّهِ، وَرَجُلٌ قَلْبُهُ مُعَلَّقٌ فِى الْمَسَاجِدِ، وَرَجُلاَنِ تَحَابَّا فِى اللَّهِ اجْتَمَعَا عَلَيْهِ وَتَفَرَّقَا عَلَيْهِ، وَرَجُلٌ طَلَبَتْهُ امْرَأَةٌ ذَاتُ مَنْصِبٍ وَجَمَالٍ فَقَالَ إِنِّى أَخَافُ اللَّهَ. وَرَجُلٌ تَصَدَّقَ أَخْفَى حَتَّى لاَ تَعْلَمَ شِمَالُهُ مَا تُنْفِقُ يَمِينُهُ، وَرَجُلٌ ذَكَرَ اللَّهَ خَالِيًا فَفَاضَتْ عَيْنَاه . مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ .
“Ebû Hüreyre radıyallâhu anh’den rivâyet edildiğine göre, Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Şu yedi kişiyi Allah Teâlâ, kendi gölgesinden başka bir gölgenin olmadığı bir günde kendi gölgesinde gölgelendirecektir:
1- Âdil yönetici,
2- Rabbine ibâdet ederek yetişen genç,
3- Kalbi mescidlere bağlı adam,
4- Birbirlerini Allah için sevip; buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki adam,
5- Makam ve güzellik sahibi bir kadının kendisini zinâya davet etmesi durumunda “Ben Allah’tan korkarım” diye cevap veren kimse,
6- Sağ elinin infâk ettiğini, sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren (hayır ve hasenâtta bulunan) kimse,
7- Yalnız başına iken, Allah’ı andığı zaman gözleri dolan kimse.” (Buhârî, Ezân, 36)
Gençlik, Allah’a şükrü gerektiren ve Allah tarafından insana bahşedilen çok önemli bir nimettir. Bu nimetin nasıl ve ne uğurda harcandığı konusunda herkesin sorguya çekileceğini Hz. Peygamber (asm) şu hadislerinde haber vermiştir:
أن النبي (ص) قال لرجل : (إغتَنِمْ خَمْسًا قبل خمسٍٍ : حياتَكَ قبل موتِك ، وفَرَاغَك قبل شُغلِِك ، ، وشبابَك قبل هَرَمِك ، وصحتَك قبل سَقَمك
“BEŞ ŞEY GELMEDEN EVVEL BEŞ ŞEYİ FIRSAT BİL:
1.Ölüm gelmeden önce hayatının,
2.Hastalık gelmeden önce sağlığının,
3.Meşguliyet gelip çatmadan önce boş vaktinin,
4.İhtiyarlık gelmeden önce gençliğinin,
5.Fakirlik gelmeden önce zenginliğinin.” (Hâkim: Müstedrek, Beyhaki Şuab)
Rabbim cümlemizi, “hayatını, sağlığını, vaktini, gençliğini ve zenginliğini” Allah’ın rızası yolunda sarf edenlerden eylesin.
نِعْمَتَانِ مَغْبُونٌ فِيهِمَا كَثِيرٌ مِنْ النَّاسِ الصِّحَّةُ وَالْفَرَاغُ
“İnsanların kıymetinden gafil olduğu iki şeyi sıhhat ve boş vakit.” (Buhari).
Allah, herkese sonsuz rızık vermekte, ihtiyaçlarını karşılamaktadır. İnsana verilen nimetlerin en çok olduğu devre ise, gençlik dönemidir. Bunun için Rabbimize en çok ibadet etmemiz gereken dönem de “gençlik” çağıdır.
Gerçek bu iken tehlikelerle çepeçevre kuşatılan gençler, nefis ve şeytanın oyununa gelerek Allah’ın emir ve yasaklarına uymayabiliyorlar. Şu halde gençler, nefsin kötü isteklerini yerine getirmemek için de dikkatli olmak zorundadırlar. Belki bazı gençler, “Ben nefsime hâkim olabilirim. Zaten çok sakin ve günahlardan uzak bir hayatım var” diye düşünebilir. Oysa bu da nefsin bir oyunudur. Böyle düşünen kimse, nefisle yaptığı mücadeleyi çok sıkı tutmaz, duyarlılığı kaybeder. Çünkü nefse güvenilmez. Hazret-i Yusuf (a.s.) bir peygamber olduğu halde,
وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي إِنَّ النَّفْسَ لَأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ إِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّي إِنَّ رَبِّي غَفُورٌ رَحِيمٌ
“Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis, daima kötülüğe sevk eder ancak Rabbim rahmet ederse o başka” (Yûsuf ;53) demiştir.
Tüm peygamberler gibi “günahsız” olan Hazret-i Yusuf (a.s.) böyle derse, bizim nefsin oyunlarına karşı çok dikkatli olmamız gerekir.
Gençlik bulunmaz bir nimet ve önemli bir güçtür. Bu nedenle, sevgili peygamberimiz (s.a.s); “İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin kıymetini biliniz” buyurmuşlardır.
قالَ رسُولُ اللّهِ(ص: لاَ تَزُولُ قَدَمَا ابْنِ آدَمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ عِنْدِ رَبِّهِ حَتَّى يُسْأَلَ عَنْ خَمْسٍ عَنْ عُمْرِهِ فِيمَا أَفْنَاهُ وَعَنْ شَبَابِهِ فِيمَا أَبْلاَهُ وَمَالِهِ مِنْ أَيْنَ اكْتَسَبَهُ وَفِيمَ أَنْفَقَهُ وَمَاذَا عَمِلَ فِيمَا عَلِمَ .
“Kıyamet günü bir kulun ayakları, kendisine;
1-Ömrünü nerede geçirdiği,
2-İlmini nerede kullandığı,
¾-Malını nereden edindiği ve nereye harcadığı,
5-Bedenini nerede yıprattığı sorulmadıkça yerinden oynamaz. ” (Tirmizî (2417)
En kıymetli varlığımız olan, kanımızdan, canımızdan yaratılan, ümidimiz ve istikbalimiz olan gençlerimizi en iyi şekilde yetiştirmek hem dini ve hem de milli bir görevimizdir.
Güzel yaşayışımızla, yapıcı öğütlerimizle onları ailesine ve insanlığa faydalı, Allah ve insan sevgisi ile dolu hayırlı gençler olarak yetiştirelim. Kız, oğlan ayırımı yapmadan onları en iyi şekilde eğitelim. Hz. Ali’ nin ifade ettiği gibi gençlerimizi “İçinde bulunduğumuz zamana göre değil, gelecek zamana göre yetiştirelim.”
TAVSİYELER
– Gençlere öncelikle sağlam bir İslam bilinci ve ahlakı verelim ki inanç boşluğuna ve – ahlaksızlığa düşmesin.
– Onları sevdiğimizi, arkadaş gibi yanlarında olduğumuzu her fırsatta hissettirelim.
– Kötü arkadaş ve çevrelerden uzaklaştıralım.
– Zararlı ideoloji ve fikirleri tanımalarında yardımcı olalım.
– İçki, kumar, uyuşturucu, sigara, fuhşiyat gibi kötü alışkanlıklardan koruyalım.
– Okuldaki eğitimiyle dersleriyle, ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenelim.
– Ülke ve milletimize faydalı bir meslek edinmesine yardımcı olalım.
– Onlara okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır.
– Gençliğe önem verelim, eğilelim çünkü onlar bizim geleceğimiz…
– Okulda öğretmenler her yönüyle onlarla ilgilenmeli onları hayata iyi yönde hazırlamalıdırlar.
– Bir tavsiyemizde, Öğretmenim/ Aşık Reyhani’den Öğretmenlere;
Öğretmenim sana kurban olayım
Al benim oğlumu insan yetiştir.
Din bilmeden kitap verme eline,
İlk evvela ehl-i iman yetiştir.
Durup oturmakla avunmaz vatan,
Ceddinden örnek al, kendinden utan.
Haliç’ten Eyüp’e atın atlatan,
Fatih Sultan gibi bir Han yetiştir.
Annem beni yetiştirdi bu illere yolladı.
Al sancağı teslim edip Allah’a ısmarladı.
Boş oturma! Çalış! dedi hizmet eyle vatana.
Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana.
Cenabı hak bizleri gençlerimize sahip çıkan muktedir ailelerden eylesin.
Bizleri ve neslimizi ıslah eylesin bizlere ve gençlerimize iman ve hidayet nasip etsin.
Ülkemizdeki ve dünyanın her yerindeki biçare gençlere ilmi inayetiyle yar ve yardımcı olsun
onlara en yakın zamanda bir sahip göndersin onları içinde bulunmuş olduğu o zor durumdan çıkaracak bir güç ve kuvvet versin.
Enerjilerini İslama ve Müslümanların yararına kullanma azmi ve fırsatı versin.
Hastalarımıza şifa dertlilerimize deva borçlularımıza borcunu eda etme imkanı ve fırsatı versin. Allaha emanet olun.