Güncel

ÜÇ AYLAR VE REGAİP KANDİLİ

Yüce Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki bizleri rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi olan üç aylara bir kez daha eriştirdi.

ÜÇ AYLAR VE REGAİP KANDİLİ-ÜÇ AYLARI ANLAMAYA, DOĞRU ALGILAMAYA VE YAPACAKLARIMIZI HATIRLAMAYA HAZIR MIYIZ?- 

Reklam Arma Kırtasiye

Bizi bu mübarek mevsime kavuşturan Allah’a sonsuz hamd ve senalar,

Habib-i Edib’i sevgiliPeygamberimize de binlerce salat ve selam olsun.

Yüce Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki bizleri rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi olan üç aylara bir kez daha eriştirdi. Önümüzdeki Pazar günü Recep ayının ilk gününe gireceğiz. Perşembe gününün akşamı da hep birlikte Regaip Kandili’ni idrak edeceğiz. Kandilinizi şimdiden tebrik ediyorum.

İçinde Regaip, Miraç ve Berat kandilleri ile Kadir Gecesi’ni barındıran “üç aylar”  bu pazar günü akşamı  başlıyor. Üç ayların hepimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimizden niyaz ediyorum. Manevi açıdan önemli bir dönem olan üç aylarda Müslümanlar, ibadet, yenilenme ve manevi bakımdan zenginleşme imkânı buluyor.

Üç ayların ilki olan Recep ayına (Recep ayı, aynı zamanda dört büyük haram (saygın) aydan biridir. Hürmete lâyık diğer üç ay da Zilkâde, Zilhicce ve Muharrem’dir. Bu aylarda savaş yapmak yasak olduğu için “haram aylar” adını almışlardır.) girmiş bulunuyoruz.

Allah, bu ayları ve bu aylardaki mübarek geceleri hepimiz hakkında hayırlı ve bereketli eylesin.

Üç aylar…Recep, Şaban ve Ramazan…Bu aylar, maddî ve mânevi kirlerden, günahlardan arınmak için Cenab-ı Hakk’ın bize tanıdığı büyük fırsatlardır.

Her bir iyiliğin sevabı başka vakitlerde on ise; “Kim bir hayırlı ve güzel âmelle gelirse, ona, on misli sevap verilir. Kim de bir günah ile gelirse, ona ancak misli ile (günahı kadarla) ceza edilir., ve onlar, haksızlığa uğratılmaz.” (Enâm, 6/160)

Recep ayında yüzü, Şâban ayında üç yüzü geçer. Bu sevap mübarek Ramazan’da bire bin olur. Cuma gecelerinde binler, Kadir gecesinde de otuz bine çıkar.

Mü’minler olarak hayata bakışımız, gayemiz ve gayretimiz bellidir: Biz, her anımızı Rabbimizle ve O’na layık kul olma bilinciyle geçirmeye çalışırız. Biz, evimizde de sokağımızda da böyleyiz. Gecemizde de gündüzümüzde de böyleyiz. Sevgimizde de öfkemizde de böyleyiz. Yılın 365 günü böyleyiz biz. Fakat Üç Aylar geldiğinde biraz daha başkalaşırız.

Regâib Kandili ile, dünyevî arzu ve isteklerimizi, tutku ve ihtiraslarımızı gözden geçirerek şu fâni hayatta asıl önemli olanın Rabbimize rağbetimiz olduğunu hatırlarız. Şefkat ve merhamet azığımız olur Üç Aylar’da. Sevgi ve muhabbet felsefemiz, tâât ve ibadet parolamız olur. Hayır ve iyilik yarışına girer, yardımlaşma ve dayanışma heyecanıyla coşarız bu aylarda.

Üç aylar, ilâhî rahmetin oluk oluk aktığı, manevi huzur ve sükûnun gönüllere indiği kıymetli bir zaman dilimidir. Bizler bu mübarek vakitlerde ömrümüzün muhasebesini yapar, yaratılış gayemizi yeniden idrak ederiz. Kulluk ve ibadete, hayır ve hasenata, iyilik ve güzelliklere her zamankinden daha fazla yönelir, gönül dünyamızı imar ederiz. Hayatın karmaşası içinde ihmal ettiğimiz görev ve sorumluluklarımızı hatırlarız.

Üç aylar, özellikle Ramazan ayı, ahiret ticareti için kurulmuş kudsi bir Pazar, hakikat ve ibadet erbabı için açılmış bir fuar, üç ayda seksen senelik bir ömrü kazandıran mübarek bir zaman dilimidir.

Bizi bu mübarek mevsime kavuşturan Allah’a sonsuz hamd ve senalar,

Habib-i Edib’i sevgiliPeygamberimize de binlerce salat ve selam olsun.

Yüce Rabbimize sonsuz şükürler olsun ki bizleri rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi olan üç aylara bir kez daha eriştirdi. Önümüzdeki Pazar günü Recep ayının ilk gününe gireceğiz. Perşembe gününün akşamı da hep birlikte Regaip Kandili’ni idrak edeceğiz. Kandilinizi şimdiden tebrik ediyorum.

İçinde Regaip, Miraç ve Berat kandilleri ile Kadir Gecesi’ni barındıran “üç aylar”  bu pazar günü akşamı  başlıyor. Üç ayların hepimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimizden niyaz ediyorum. Manevi açıdan önemli bir dönem olan üç aylarda Müslümanlar, ibadet, yenilenme ve manevi bakımdan zenginleşme imkânı buluyor.

Üç ayların ilki olan Recep ayına (Recep ayı, aynı zamanda dört büyük haram (saygın) aydan biridir. Hürmete lâyık diğer üç ay da Zilkâde, Zilhicce ve Muharrem’dir. Bu aylarda savaş yapmak yasak olduğu için “haram aylar” adını almışlardır.) girmiş bulunuyoruz.

Allah, bu ayları ve bu aylardaki mübarek geceleri hepimiz hakkında hayırlı ve bereketli eylesin.

Üç aylar…Recep, Şaban ve Ramazan…Bu aylar, maddî ve mânevi kirlerden, günahlardan arınmak için Cenab-ı Hakk’ın bize tanıdığı büyük fırsatlardır.

Her bir iyiliğin sevabı başka vakitlerde on ise; “Kim bir hayırlı ve güzel âmelle gelirse, ona, on misli sevap verilir. Kim de bir günah ile gelirse, ona ancak misli ile (günahı kadarla) ceza edilir., ve onlar, haksızlığa uğratılmaz.” (Enâm, 6/160)

Recep ayında yüzü, Şâban ayında üç yüzü geçer. Bu sevap mübarek Ramazan’da bire bin olur. Cuma gecelerinde binler, Kadir gecesinde de otuz bine çıkar.

Mü’minler olarak hayata bakışımız, gayemiz ve gayretimiz bellidir: Biz, her anımızı Rabbimizle ve O’na layık kul olma bilinciyle geçirmeye çalışırız. Biz, evimizde de sokağımızda da böyleyiz. Gecemizde de gündüzümüzde de böyleyiz. Sevgimizde de öfkemizde de böyleyiz. Yılın 365 günü böyleyiz biz. Fakat Üç Aylar geldiğinde biraz daha başkalaşırız.

Regâib Kandili ile, dünyevî arzu ve isteklerimizi, tutku ve ihtiraslarımızı gözden geçirerek şu fâni hayatta asıl önemli olanın Rabbimize rağbetimiz olduğunu hatırlarız. Şefkat ve merhamet azığımız olur Üç Aylar’da. Sevgi ve muhabbet felsefemiz, tâât ve ibadet parolamız olur. Hayır ve iyilik yarışına girer, yardımlaşma ve dayanışma heyecanıyla coşarız bu aylarda.

Üç aylar, ilâhî rahmetin oluk oluk aktığı, manevi huzur ve sükûnun gönüllere indiği kıymetli bir zaman dilimidir. Bizler bu mübarek vakitlerde ömrümüzün muhasebesini yapar, yaratılış gayemizi yeniden idrak ederiz. Kulluk ve ibadete, hayır ve hasenata, iyilik ve güzelliklere her zamankinden daha fazla yönelir, gönül dünyamızı imar ederiz. Hayatın karmaşası içinde ihmal ettiğimiz görev ve sorumluluklarımızı hatırlarız.

Üç aylar, özellikle Ramazan ayı, ahiret ticareti için kurulmuş kudsi bir Pazar, hakikat ve ibadet erbabı için açılmış bir fuar, üç ayda seksen senelik bir ömrü kazandıran mübarek bir zaman dilimidir.

Üç ayların önemini artıran özelliklerden biri de mübarek gecelerin bu aylarda olmasıdır.

Regaib ve Miraç geceleri Recep ayını, Berat gecesi Şâban ayını, Kadir Gecesi de Ramazan ayını taçlandırmış, bereketlerini ve rahmetlerini zirveye taşımıştır.

Üç aylar, müminlere açılmış bir fırsat kapısıdır. Bu gün ve geceleri Rabbimizin rızasını kazanmak için vesile kılalım. Ancak kulluğumuz yalnızca bu gün ve gecelerle sınırlı kalmasın. Hayatımız boyunca rağbetimiz daima Yüce Mevlâ’ya olsun.

Recep ayı Müslümanlar tarafından mübarek bilinen üç ayların birincisidir. Bu aya kavuşan her Müslüman, Rasûlullah Efendimizden geldiği rivayet edilen şu duayı yapmaya başlar; “Allahım! Recep ve Şa’ban aylarını hakkımızda mübarek eyle ve bizi Ramazan ayına kavuştur.” (İbn Hanbel, I, 259).

Receb ve Şaban Ayları Ramazan’a Hazırlıktır:

Receb ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Ramazanı karşılayan aylar olup Ramazan ayının müjdecisidir. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Zira Receb ve Şaban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaib, Mirac ve Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolunu tutan bu kişi Ramazan ayında ise her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayret eder. Nihayet Kadir gecesinde yapacağı ibadet ve tevbe ile manevî hazza ulaşır.

Zünnun-i Mısri üç aylar hakkında şöyle demiştir;

“Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan hasat ayıdır.”

Recep ayı, hiç şüphesiz hayır ve bereket aylarının anahtarıdır. Ebubekir Verrak da: “Recep, ekim ayı, Şâban sulama ayı, Ramazan da biçim ve ürün toplama ayıdır.” demiştir. (Nablusî, a.e, 29-30)

Rivayetlerde Recep Allah’ın, Şâban Peygamberimizin, Ramazan da ümmetin ayı olduğu ifade edilmiştir. Bu tahsiste bir şeref, bir itibar ve bir itina var.

Allah Teala, Recep ayında cehennemden kullarını çıkarmaya başlıyor, Peygamberimiz, Şâban ayında nafile oruçlarını, ümmet de Ramazan ayında ibadet yoğunluğunu artırıyor.

Bizler için en güzel örnek olan Alemlerin Sultanı Efendimiz (s.a.s), üç aylar girdiğinde diğer zamanlardan daha çok oruç tutar, nafile namazlarını artırır, yoksulları daha çok gözetirdi.  Bu yaptıklarını Ramazan ayına doğru daha da çoğaltırdı. Her zaman cömert davranan Allah Resûlü, Ramazan’ın gelmesiyle adeta coşardı. O günlerde Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) insanlara rahmet getiren rüzgârdan daha cömert olurdu.” Yani elinde avucunda kalan en son şeyleri de dağıtıverirdi. Ramazan ayının sonlarına doğru, geceleri ev halkını da kaldırarak adeta kulluğunu zirveleştirirdi. (Buhârî, Bedü’l-Vahy 5, 6, Savm 7).

ÜÇ AYLAR ALGIMIZ DÜZELTİLMEYE MUHTAÇ

Müslümanlar, üç ayları ve bu ayların içindeki ve dışındaki mübarek geceleri, canla-başla ihya etmeye çalışmaktadırlar. Tebrik ediyoruz, takdir ediyoruz. Bu bir açıdan sevindirici olduğu gibi, bir açıdan da hüzün vericidir.

Sevindiricidir; çünkü birçok insan bu ayları ve bu geceleri fırsat bilerek tevbe etmekte, camilere koşmakta, namaz kılmakta, vaaz ve nasihat dinlemekte ve sadakalar vermektedir.

Hüzün vericidir; çünkü o gece ve o aylarda yaşanan dini hayat ve heyecanın o mübarek zaman dilimlerinden sonra azaldığı veya bazı çevrelerde hiç kalmadığı gözlenmektedir.

Halbuki Hz. Peygamber’in (s.a.v) devrinde böyle bir kutlama tarzı ve anlayışı yoktu. O devirde her Müslüman her ayı üç aylar gibi yaşıyordu. Beş vakit namazı kılmayan Müslüman yoktu. Beş vakit namazın yanında güç yetirebilenler, teheccüd namazına kalkıyor, bütün namazlar mümkün mertebe camide, değilse başka mekânlarda cemaatle kılınıyordu. Onların devrinde her gün ve her gece mübarekti, günümüzde önem verdiğimiz geceler gibi hareketli ve bereketli geçiyordu.

MÜSLÜMANLIĞI BELLİ AY VE GECELERE TAHSİS ETMEK

Biz de, tıpkı ilk Müslümanlar gibi, Müslümanlığımızı her zaman ve her yerde yaşamalıyız. İslamiyet’i, sadece üç aylara ve mübarek gecelere tahsis etmemiz, camilerin dört duvarı arasına ve vicdanlara hapsetmemiz yanlıştır. Müslümanlık süreklilik arz eden bir hayat tarzıdır. İnsan kendisini bir gece ibadet ve taate verip, o gece geçtikten sonra bir yıl ibadetin ve dinin semtine yanaşmazsa, gelir gideri karşılayamaz, belki de telafisi mümkün olmayan zarar ve ziyana düşer. Böyle bir din anlayışı İslâmiyet’te yoktur ve makbul da değildir. Allah Resulü Efendimizin; “Amellerin Allah’a en sevimlisi az olup devamlı olandır.” (Suyûtî, Celalüddin, el- Camiu’s- Sağîr, I, s. 19) Sözü ne kadar güzel ve ne kadar makul bir sözdür. Allah da zaten gücümüzün yettiğini bizden istemiştir.

(Bakara 2/286) Ama devamlı istemiştir. Gücümüzün yettiğinin istenmesi gücümüzün sınırlı oluşundandır; devamlı istenmesi de amel ve ibadetlerin bizi her zaman kötülerden ve kötülüklerden koruyucu özellikler taşıyıcı olmasındandır.

Buna en güzel misallerden biri namazdır. Allah mutlaka kılmamız gereken namazı belli aylara, belli gecelere tahsis etmemiş, günde beş vakte serpiştirerek her gün istemiştir. Ta ki insan her gün manevi hayatla ve iman esaslarıyla iç içe yaşasın. Kendisini her an görüp gözeten bir Allah’ın olduğunu, yaptıklarını kaydeden meleklerin bulunduğunu ve ahirette hesap vereceğini unutmasın. Unutmasın ki kendisine, ailesine, devletine ve milletine zarar verecek günahlara dalmasın, dadanmasın, zarara, ziyana ve cehenneme düşmesin.

Yine Allah sadece mübarek bir gecede haram ve günahlardan kaçmamızı istemiyor, her gece, her gün, hatta her an haram ve günahlardan uzak durmamızı istiyor. İslâm’da mübarek olmayan, bir zaman dilimi yoktur. Bütün zamanlar, hatta anlar mübarektir. Mübarek gecelere ve mübarek Ramazan’a ulaşıp ta bunlara inanmayan ve isyan içinde öleni ne Ramazan ve ne de Kadir gecesi kurtarır.

Hattâ Ramazan ayında ve Kadir Gecesinde yapılan iyilik ve ibadetlere nasıl bire bin ve otuz bin mükâfat veriliyorsa yine bu ay ve bu gecede işlenen günahlara da bire bin ve otuz bin ceza verileceği kaynaklarımızda ifade edilmektedir.

Kur’an’da adı verilerek anlatılan tek gece Kadir gecesidir, adı verilmeden anlatılan gece de Miraç gecesidir. Duhan suresinde “Mübarek Gece” olarak dikkatlere sunulan gecenin de yine Kadir gecesi olduğu söylenmektedir.

Şu halde üç ayların ve mübarek gecelerin rahmetinden, bereketinden, kurtarıcılığından istifade etmenin yolu; bu mübarek zaman dilimlerini fırsat bilerek, bu mübarek geceler hürmetine kabul edileceğimize yürekten inanarak tevbe etmekten, günahlara veda edip, Allah’a dönmekten, Kur’an’ı okumaktan, anlamaktan ve yaşamaktan, hayır ve hasenat yapmaktan geçmektedir. Üç aylarda, özellikle Ramazan ayında ve mübarek gecelerde bu inancımız, bu niyetimiz, bu hamlelerimiz ve bu ibadetlerimiz yoksa, üç aylar, mübarek gün ve geceler bize yâr değil, bâr, dost değil, düşman olacaktır ve bize bir şey kazandırmayacaktır.

Büyüklerden birine sormuşlar: Bayram ne zaman efendim? “Rabbimin beni bağışladığı gün”. cevabını vermiştir. Bağışlandığımız gün, bizim Ramazanımız, kadir gecemiz ve bayramımızdır. Bağışlanmadığımız Ramazan ayı, kadir gecesi ve bayramımız da bizim azabımız ve kara günümüzdür.

Onun için hadis-i şerifde; “Kim Ramazan ayına kavuşur da kendini affettiremezse, ana-babasına kavuşup ta, onlara hizmet ederek cenneti kazanamazsa, benim adım anıldığı zaman bana salat ve selam okumazsa onun burnu sürtülsün, ona yazıklar olsun.” (Tirmizî (3545)

buyurulmuştur.

HZ MUHAMMED SAV ÜÇ AYLARIN TASNİFİNİ ŞÖYLE YAPMIŞTIR

«Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. Kim Ramazan ayının hürmetini yüceltir ve ona saygısızlık etmezse, gündüzlerini oruçlu gecelerini de namazla geçirirse ve tüm organlarını da muhafaza ederse Ramazandan Allah’tan affedilmesini isteyeceği bir günahı olmadığı halde çıkar.»

«Muhakkak ki zaman Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Sene oniki aydır. Onlardan dördü haram aylarıdır. Bunlardan üçü peşpeşedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem, bir de Cemaziyel-âhir ile Şaban ayları arasıda olan ve Mudar Kabilesi’nin ayı Recep’tir.» (Buharî, Tefsir, Sûre, 8-9)

Receb tohum ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan (derleyip toplama) hasat ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer. Ne yaparsa cezasını çeker. Bir kimse ziraati zayi etse hasat günü ekemediğine pişman olur. Kıyamet gününde kötü vaziyete düşer ve dünyadaki zannının aksi zuhur eder.”

  • Recep Allah’ın ayıdır.
  • Receb eza ve cefâyı terk,
  • Receb tevbe ve pişmanlık,
  • Receb hürmet ayıdır,
  • Receb ibadet ayıdır.

Hz muhammed sav efendimizin mübarek üç aylara girdiğinde şöyle dua ediyordu

Enes b. Mâlik (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir: “Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle derdi:

«Ey Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl, bizi Ramazan’a kavuştur.»

Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuşlardır;“Beş gece vardır ki onlarda yapılan dua kabul edilir:

Cuma gecesi, kurban ve ramazan bayramı geceleri (arefe gününü bayrama bağlayan geceler), recebin ilk (cuma) gecesi (Regaib kandili), şabanın ortasında bulunan gece (Berat kandili).“ (Beyhakî, Şuabü’l-İmân,3711)

AHİRETE HAZIRLIK YAPMAK

«Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.» (Haşr;59/18)

«Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.» (Haşr;59/19)

ZAMANIN KIYMETİNİ BİLMEK

Mevlana Celaleddin Rumi şöyle demiştir;

Ömür, yarınlara bağlanan ümitlerle geçip gitmekte, gafilce kavgalarla, gürültülerle, didinmelerle tükenip durmadadır.Sen aklını başına al da, ömrünü şu içinde bulunduğun gün say. Bak bakalım bugünü de hangi sevdalarla harcıyorsun? Ölüm yolda durmuş bekliyor. Efendi ise gezip tozma sevdasında.

Vehb b. Münebbih zamanın kıymetini bilmekle ilgili şöyle demiştir: Zamana iyi bak! Onu üç bölüm halinde göreceksin: Geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zaman. Bilmelisin ki, geçmiş zaman artık elden gitmiştir. Ondan sana fayda yok ve onu tekrar eline geçirmen de mümkün değil.Gelecek zaman ise bir hayal, bir ihtimaldir. Az sonra ne olacak, ne ile karşılaşacaksın bilinmez. Belki de karşına ölüm çıkar. İçinde bulunduğun zaman ise, senin bütün sermayen işte bundan ibarettir. Bir yere iyilik fidanı dikeceksen bu anda dik ve hizmetini yapmakta acele et. Çünkü zaman elinden kayıp gitmektedir.

Yüce Allah’ın insanlara rahmetini ve nimetlerini çokça ihsan ettiği belli vakitler, belli mevsimler vardır. Haftanın günleri arasında Cuma; kameri aylardan olan Recep, Şaban ve Ramazan bu türden feyiz ve bereketi bol zaman dilimlerindendir.

Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır.

1- Regâib, Receb’in ilk cuma gecesi
2- Mirac Receb’in 27. gecesi
3- Berat Şaban’ın 15. gecesi
4- Kadir Gecesi ise Ramazan ayının 27. gecesi

Zünnun-i Mısri üç aylar hakkında şöyle demiştir:

“Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan hasat ayıdır.”

Üç Aylar Girince Yapılacak Dua
Peygamberimiz (s.a.v.) Recep ayı girdiği zaman şöyle dua ederdi;

“Allah’ım Recep ve Şaban’ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan’a kavuştur” (İbn Hanbel, I, 259).

 

RECEB AYININ ÖNEMİ.

Kamerî ayların yedincisi aynı zamanda “üç aylar”ın ilkidir. “Receb” kelimesi; herhangi bir şeyden korkmak, utanmak veya bir kimseyi heybetinden dolayı yüceltmek manalarına gelir.

Receb, tazim ve saygı anlamına gelir. îslâm öncesi Araplar Receb ayına ayrı bir ehemmiyet verirler, saygı gösterir ve şanını yüceltirlerdi.

Receb ayı gelince kılıçlar kınına sokulur, oklar torbalarına yerleştirilir, derin ve kanlı husumetlerin üzerine geçici de olsa bir sükûnet örtüsü çekilirdi.

Artık o gürültülü ve korkunç çöller tatlı bir huzurun baharına dalar, her taraf bir güven ve selâmet sahasına dönerdi.

Öyle ki, bu ayda bir kimse babasının katiline rastlasa bile başını kaldırıp kaşına bakmazdı. Bu aya “sağır ay” denilmesi de sükûnet mevsimi olmasındandır.

Cahiliye devrinde Araplar, putları için bu ayda kurban keserlerdi. Araplar arasında mukaddes bilinen Receb ayı, haram aylardan biridir. Diğer üç haram ay ise, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir; «Allah’ın en seçkin ayı Receb’tir. O Allah’ın ayıdır. Kim Receb ayını yüceltirse Allah’ın emrini yüceltmiş olur. Kim Allah’ın emrini yüceltirse Allah onu naim cennetlerine sokar ve ona Allah’ın en büyük rızası vacip olur.»

“Ramazana hazırlık” Recep ayının gelmesiyle başlar hale gelmiştir. Bu mübarek aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki, Yüce Allah’ın rahmet ve mağfireti, bu gecelerde mü’minler üzerine yağmur gibi yağar. Receb ay’ı, içinde iki kandil gecesi bulunması açısından da faziletli bir aydır. Receb ayının ilk cuma gecesi Regaib kandilidir.

Receb ayına “sağır ay” denilmesinin bazı hikmetleri vardır:

1.) Bu ay haram aylardan olmasından dolayı sükunet mevsimidir.

2.) Bu ayın bereketi hürmetine, bu ayda işlenen günah ve hataları Receb ayı manen duymamakta, müminlerin sadece sevaplarına şahitlik etmektedir.

Receb ayının fazileti ile ilgili veya bu ayda tutulacak orucun, o ayın belirli bir zamanında tutulacak orucun, belirli bir gecede yapılacak ibadetin fazileti ile ilgili olarak hüccet olmaya elverişli hiçbir sahih hadis bulunmamaktadır.” (İbn Hacer, Tebyînü’l-aceb bimâ verede fî şehri Receb, s. 23)

Bununla birlikte Receb ayının başlangıcında dua etmenin ilk dönemden itibaren bilinmektedir. Nitekim, Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’ın şöyle dediği rivayet edilir:

“Şu beş gecede yapılan dua reddedilmez:

Perşembeyi Cumaya bağlayan Cuma gecesi,

Receb ayının ilk gecesi,

Şaban ayının ortasındaki Berat] gecesi

İki bayram öncesindeki arefe gecesi.” (Abdürrezzak, Musannef, IV, 317 (7927 no’lu rivayet)

Recep Ayının Mükafatı Boldur Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder.

  • Receb ayında 1 gün oruç tutana, 1 yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur.
  • 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır.
  • 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır.
  • 10 gün oruç tutana, Allah istediğini verir.
  • 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der.

REGAİP KANDİLİ

Recep ayının ilk Cuma gecesi olan Reğaib kandili, Yüce Allah’ın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibâdetlerine karşılık çok ecir verdiği bir rağbet gecesidir.

Bu gece, üç aylık mübarek ahiret pazarının ilk sergisidir.

Bir arınma ve aklanma, nurlanıp paklanma fırsatıdır.

Kurumuş çatlamış topraklar için su neyi ifade ediyorsa, Mevlâ’ya âşık gönüller için de bu gece odur. Salih amelden mahrum olanların kurumuş kalpleri için de bu gece odur.

Reğaib kandili; Recep ayındaki Mi’rac; Şaban ayındaki Berat kandillerini, Ramazan ayını, Ramazan ayı içerisindeki Kadir gecesini, Ramazan ve Kurban bayramlarını müjdeleyen mübarek bir gecedir.

HER ŞEYE RAĞMEN ÜÇ AYLARI NASIL DEĞERLENDİRELİM?

1-Noksanlarımıza dair bir liste tutalım. Onları tamamlamaya ve düzeltmeye çalışalım.

2-Her zaman ve her yerde dindar yaşamaya karar verelim. Verelim ki dünyada mutsuz, ahirette müflis olmayalım.

3-Üzerimizde kul hakkı varsa ve maddî bir şeyse onları sahiplerine hayatta iseler teslim edelim, hayatta değil iseler, onlar adına üzerimizdeki hakları kadar onlar adına hayır hasenat yapalım. Bu işlemden sonra Allah’tan af ve mağfiret isteyelim.

4-Her gün Kur’an’dan bir bölüm meal ve tefsiriyle birlikte okumayı adet haline getirelim. Müslümana ilim farz, cehalet haramdır.

5-Dengeli yiyelim, dengeli konuşalım, dengeli uyuyalım, beş vakit namazı vaktinde kılalım, çok okuyalım. Okuyacaklarımızın içinde muhakkak imanımıza kuvvet veren eserler olsun.

6-Zikrimizi, şükrümüzü, fikir ve tefekkürümüzü artıralım.

7-Teheccüd ve Hacet namazlarının kazandıracağı moral ve ümitten mahrum kalmayalım. Bu hususta nefsimizi ikna için Vehbi Karakaş hocanın Niçin Namaz, Allah ve Namaz Nasıl Anlatılmalı, Namaza Nasıl Başlanır ve Üç Aylar adlı kitaplarından ve benzeri kitaplardan yardım alalım.

8-Kasa ve kesemizin ağzını açalım, zekât, sadaka, hayır ve hasenatla fakir fukaranın yüzünü güldürelim. Bu dünyadan ahrete gitmiş sevdiklerimizin adına hayır-hasenat yapalım.

9-Çocuklarımızla beraber ders ve ilim meclislerine katılalım, alim-ulemayı ihlaslı Kur’an okuyanları dinleyelim, gerekirse evlerimizde böyle meclisler oluşturalım. Böyle şeylere önem verdiğimizi çocuklarımızın da görmesini ve yaşamasını sağlayalım. Tarihî camileri ve muhterem zatların türbelerini çocuklarımızla beraber ziyaret edelim, Fatiha ve dualar okuyalım. Türbelerden ve türbelerde medfun bulunan zatlardan bir şey beklenmeyeceğini hatırlatalım.

Yine Alemlerin Rabbine el açıp: “Allahım! Makbul kulların hürmetine, bizi de kabul et, şerlerden uzaklaştır, razı olduğun iyilerle ve iyiliklerle bizi yaşat, haşret ve cennetine koy.” şeklinde dua edebileceğimizi çocuklarımıza söyleyelim.

10-Zekât ve sadakalarımızı mümkünse çocuklarımızın eliyle gönderelim, camilerde cemaatle namaza katılalım.

Verdiklerimizin arkasına düşmeyelim, başa kakmayalım. Sadaka ve zekâtlarımızı verirken mahcup ve mütevazı bir eda ile verelim.

11-Bize yapılan kötülükleri mümkünse unutalım, iyilikleri asla unutmayalım. Bu Peygamberimizin önemli sünnetlerindendir. Kusura bakmayalım, affedici olalım ve gönül kırmayalım.

Yunus der ey hoca, İstersen var bin hacca,

Hepsinden iyice, Bir gönüle girmektir.

12- “Alimler peygamberlerin varisleridir.” Dolayısıyla Peygamber ahlaklı ve peygamber ihlaslı âlimlerimizin üzerimizde çok hakları vardır. Onları unutmayalım ve onlara karşı edepte, hürmette ve muhabbette kusur etmeyelim.

13-Tehlike anında dua korkudandır, her zaman dua sevdadandır. Her zaman dua Peygamberimizin sünnetidir. Dua bizim zırhımız, kalemiz ve siperimizdir. Hiçbir zaman duadan ayrı kalmayalım. Namazlarımızın arkasından tesbihatı yapalım.

14-Hatalarımızdan dolayı özür dilemesini ve af istemesini bilelim.

15-Recep ayı ve Regaip gecesi cehennemden kurtuluşumuza, Şaban ayı ve Berat gecesi berat fermanımızı almamıza, Ramazan ayı ve Kadir gecesi, cennetten Rabbimizin doyulmaz cemalini seyretmemize vesile olsun, üç aylarımız mübarek olsun.

 

Bu duygu ve düşüncelerle hepimizin mübarek Üç Aylar’ını ve Regâib Kandil’ini tebrik ediyorum. Üç Aylar’ın rahmet, şefkat, sevgi ve bereket ikliminin bütün dünyayı kuşatmasını; insanlığın hidayetine, huzur ve barışına vesile olmasını ve yapacağımız dua ve ibadetlerin kabul olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyor; hutbemi Efendimiz (s.a.s.)’in şu mübarek dualarıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Receb ve Şa’ban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, IV, 189)

Üç ayların önemini artıran özelliklerden biri de mübarek gecelerin bu aylarda olmasıdır.

Regaib ve Miraç geceleri Recep ayını, Berat gecesi Şâban ayını, Kadir Gecesi de Ramazan ayını taçlandırmış, bereketlerini ve rahmetlerini zirveye taşımıştır.

Üç aylar, müminlere açılmış bir fırsat kapısıdır. Bu gün ve geceleri Rabbimizin rızasını kazanmak için vesile kılalım. Ancak kulluğumuz yalnızca bu gün ve gecelerle sınırlı kalmasın. Hayatımız boyunca rağbetimiz daima Yüce Mevlâ’ya olsun.

Recep ayı Müslümanlar tarafından mübarek bilinen üç ayların birincisidir. Bu aya kavuşan her Müslüman, Rasûlullah Efendimizden geldiği rivayet edilen şu duayı yapmaya başlar; “Allahım! Recep ve Şa’ban aylarını hakkımızda mübarek eyle ve bizi Ramazan ayına kavuştur.” (İbn Hanbel, I, 259).

Receb ve Şaban Ayları Ramazan’a Hazırlıktır:

Receb ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Ramazanı karşılayan aylar olup Ramazan ayının müjdecisidir. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Zira Receb ve Şaban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaib, Mirac ve Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolunu tutan bu kişi Ramazan ayında ise her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayret eder. Nihayet Kadir gecesinde yapacağı ibadet ve tevbe ile manevî hazza ulaşır.

Zünnun-i Mısri üç aylar hakkında şöyle demiştir;

“Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan hasat ayıdır.”

Recep ayı, hiç şüphesiz hayır ve bereket aylarının anahtarıdır. Ebubekir Verrak da: “Recep, ekim ayı, Şâban sulama ayı, Ramazan da biçim ve ürün toplama ayıdır.” demiştir. (Nablusî, a.e, 29-30)

Rivayetlerde Recep Allah’ın, Şâban Peygamberimizin, Ramazan da ümmetin ayı olduğu ifade edilmiştir. Bu tahsiste bir şeref, bir itibar ve bir itina var.

Allah Teala, Recep ayında cehennemden kullarını çıkarmaya başlıyor, Peygamberimiz, Şâban ayında nafile oruçlarını, ümmet de Ramazan ayında ibadet yoğunluğunu artırıyor.

Bizler için en güzel örnek olan Alemlerin Sultanı Efendimiz (s.a.s), üç aylar girdiğinde diğer zamanlardan daha çok oruç tutar, nafile namazlarını artırır, yoksulları daha çok gözetirdi.  Bu yaptıklarını Ramazan ayına doğru daha da çoğaltırdı. Her zaman cömert davranan Allah Resûlü, Ramazan’ın gelmesiyle adeta coşardı. O günlerde Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) insanlara rahmet getiren rüzgârdan daha cömert olurdu.” Yani elinde avucunda kalan en son şeyleri de dağıtıverirdi. Ramazan ayının sonlarına doğru, geceleri ev halkını da kaldırarak adeta kulluğunu zirveleştirirdi. (Buhârî, Bedü’l-Vahy 5, 6, Savm 7).

ÜÇ AYLAR ALGIMIZ DÜZELTİLMEYE MUHTAÇ

Müslümanlar, üç ayları ve bu ayların içindeki ve dışındaki mübarek geceleri, canla-başla ihya etmeye çalışmaktadırlar. Tebrik ediyoruz, takdir ediyoruz. Bu bir açıdan sevindirici olduğu gibi, bir açıdan da hüzün vericidir.

Sevindiricidir; çünkü birçok insan bu ayları ve bu geceleri fırsat bilerek tevbe etmekte, camilere koşmakta, namaz kılmakta, vaaz ve nasihat dinlemekte ve sadakalar vermektedir.

Hüzün vericidir; çünkü o gece ve o aylarda yaşanan dini hayat ve heyecanın o mübarek zaman dilimlerinden sonra azaldığı veya bazı çevrelerde hiç kalmadığı gözlenmektedir.

Halbuki Hz. Peygamber’in (s.a.v) devrinde böyle bir kutlama tarzı ve anlayışı yoktu. O devirde her Müslüman her ayı üç aylar gibi yaşıyordu. Beş vakit namazı kılmayan Müslüman yoktu. Beş vakit namazın yanında güç yetirebilenler, teheccüd namazına kalkıyor, bütün namazlar mümkün mertebe camide, değilse başka mekânlarda cemaatle kılınıyordu. Onların devrinde her gün ve her gece mübarekti, günümüzde önem verdiğimiz geceler gibi hareketli ve bereketli geçiyordu.

MÜSLÜMANLIĞI BELLİ AY VE GECELERE TAHSİS ETMEK

Biz de, tıpkı ilk Müslümanlar gibi, Müslümanlığımızı her zaman ve her yerde yaşamalıyız. İslamiyet’i, sadece üç aylara ve mübarek gecelere tahsis etmemiz, camilerin dört duvarı arasına ve vicdanlara hapsetmemiz yanlıştır. Müslümanlık süreklilik arz eden bir hayat tarzıdır. İnsan kendisini bir gece ibadet ve taate verip, o gece geçtikten sonra bir yıl ibadetin ve dinin semtine yanaşmazsa, gelir gideri karşılayamaz, belki de telafisi mümkün olmayan zarar ve ziyana düşer. Böyle bir din anlayışı İslâmiyet’te yoktur ve makbul da değildir. Allah Resulü Efendimizin; “Amellerin Allah’a en sevimlisi az olup devamlı olandır.” (Suyûtî, Celalüddin, el- Camiu’s- Sağîr, I, s. 19) Sözü ne kadar güzel ve ne kadar makul bir sözdür. Allah da zaten gücümüzün yettiğini bizden istemiştir.

(Bakara 2/286) Ama devamlı istemiştir. Gücümüzün yettiğinin istenmesi gücümüzün sınırlı oluşundandır; devamlı istenmesi de amel ve ibadetlerin bizi her zaman kötülerden ve kötülüklerden koruyucu özellikler taşıyıcı olmasındandır.

Buna en güzel misallerden biri namazdır. Allah mutlaka kılmamız gereken namazı belli aylara, belli gecelere tahsis etmemiş, günde beş vakte serpiştirerek her gün istemiştir. Ta ki insan her gün manevi hayatla ve iman esaslarıyla iç içe yaşasın. Kendisini her an görüp gözeten bir Allah’ın olduğunu, yaptıklarını kaydeden meleklerin bulunduğunu ve ahirette hesap vereceğini unutmasın. Unutmasın ki kendisine, ailesine, devletine ve milletine zarar verecek günahlara dalmasın, dadanmasın, zarara, ziyana ve cehenneme düşmesin.

Yine Allah sadece mübarek bir gecede haram ve günahlardan kaçmamızı istemiyor, her gece, her gün, hatta her an haram ve günahlardan uzak durmamızı istiyor. İslâm’da mübarek olmayan, bir zaman dilimi yoktur. Bütün zamanlar, hatta anlar mübarektir. Mübarek gecelere ve mübarek Ramazan’a ulaşıp ta bunlara inanmayan ve isyan içinde öleni ne Ramazan ve ne de Kadir gecesi kurtarır.

Hattâ Ramazan ayında ve Kadir Gecesinde yapılan iyilik ve ibadetlere nasıl bire bin ve otuz bin mükâfat veriliyorsa yine bu ay ve bu gecede işlenen günahlara da bire bin ve otuz bin ceza verileceği kaynaklarımızda ifade edilmektedir.

Kur’an’da adı verilerek anlatılan tek gece Kadir gecesidir, adı verilmeden anlatılan gece de Miraç gecesidir. Duhan suresinde “Mübarek Gece” olarak dikkatlere sunulan gecenin de yine Kadir gecesi olduğu söylenmektedir.

Şu halde üç ayların ve mübarek gecelerin rahmetinden, bereketinden, kurtarıcılığından istifade etmenin yolu; bu mübarek zaman dilimlerini fırsat bilerek, bu mübarek geceler hürmetine kabul edileceğimize yürekten inanarak tevbe etmekten, günahlara veda edip, Allah’a dönmekten, Kur’an’ı okumaktan, anlamaktan ve yaşamaktan, hayır ve hasenat yapmaktan geçmektedir. Üç aylarda, özellikle Ramazan ayında ve mübarek gecelerde bu inancımız, bu niyetimiz, bu hamlelerimiz ve bu ibadetlerimiz yoksa, üç aylar, mübarek gün ve geceler bize yâr değil, bâr, dost değil, düşman olacaktır ve bize bir şey kazandırmayacaktır.

Büyüklerden birine sormuşlar: Bayram ne zaman efendim? “Rabbimin beni bağışladığı gün”. cevabını vermiştir. Bağışlandığımız gün, bizim Ramazanımız, kadir gecemiz ve bayramımızdır. Bağışlanmadığımız Ramazan ayı, kadir gecesi ve bayramımız da bizim azabımız ve kara günümüzdür.

Onun için hadis-i şerifde; “Kim Ramazan ayına kavuşur da kendini affettiremezse, ana-babasına kavuşup ta, onlara hizmet ederek cenneti kazanamazsa, benim adım anıldığı zaman bana salat ve selam okumazsa onun burnu sürtülsün, ona yazıklar olsun.” (Tirmizî (3545)

buyurulmuştur.

HZ MUHAMMED SAV ÜÇ AYLARIN TASNİFİNİ ŞÖYLE YAPMIŞTIR

«Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. Kim Ramazan ayının hürmetini yüceltir ve ona saygısızlık etmezse, gündüzlerini oruçlu gecelerini de namazla geçirirse ve tüm organlarını da muhafaza ederse Ramazandan Allah’tan affedilmesini isteyeceği bir günahı olmadığı halde çıkar.»

«Muhakkak ki zaman Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Sene oniki aydır. Onlardan dördü haram aylarıdır. Bunlardan üçü peşpeşedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem, bir de Cemaziyel-âhir ile Şaban ayları arasıda olan ve Mudar Kabilesi’nin ayı Recep’tir.» (Buharî, Tefsir, Sûre, 8-9)

Receb tohum ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan (derleyip toplama) hasat ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer. Ne yaparsa cezasını çeker. Bir kimse ziraati zayi etse hasat günü ekemediğine pişman olur. Kıyamet gününde kötü vaziyete düşer ve dünyadaki zannının aksi zuhur eder.”

  • Recep Allah’ın ayıdır.
  • Receb eza ve cefâyı terk,
  • Receb tevbe ve pişmanlık,
  • Receb hürmet ayıdır,
  • Receb ibadet ayıdır.

Hz muhammed sav efendimizin mübarek üç aylara girdiğinde şöyle dua ediyordu

Enes b. Mâlik (r.a)’den şöyle rivayet edilmiştir: “Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle derdi:

«Ey Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl, bizi Ramazan’a kavuştur.»

Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuşlardır;“Beş gece vardır ki onlarda yapılan dua kabul edilir:

Cuma gecesi, kurban ve ramazan bayramı geceleri (arefe gününü bayrama bağlayan geceler), recebin ilk (cuma) gecesi (Regaib kandili), şabanın ortasında bulunan gece (Berat kandili).“ (Beyhakî, Şuabü’l-İmân,3711)

AHİRETE HAZIRLIK YAPMAK

«Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.» (Haşr;59/18)

«Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.» (Haşr;59/19)

ZAMANIN KIYMETİNİ BİLMEK

Mevlana Celaleddin Rumi şöyle demiştir;

Ömür, yarınlara bağlanan ümitlerle geçip gitmekte, gafilce kavgalarla, gürültülerle, didinmelerle tükenip durmadadır.Sen aklını başına al da, ömrünü şu içinde bulunduğun gün say. Bak bakalım bugünü de hangi sevdalarla harcıyorsun? Ölüm yolda durmuş bekliyor. Efendi ise gezip tozma sevdasında.

Vehb b. Münebbih zamanın kıymetini bilmekle ilgili şöyle demiştir: Zamana iyi bak! Onu üç bölüm halinde göreceksin: Geçmiş zaman, şimdiki zaman ve gelecek zaman. Bilmelisin ki, geçmiş zaman artık elden gitmiştir. Ondan sana fayda yok ve onu tekrar eline geçirmen de mümkün değil.Gelecek zaman ise bir hayal, bir ihtimaldir. Az sonra ne olacak, ne ile karşılaşacaksın bilinmez. Belki de karşına ölüm çıkar. İçinde bulunduğun zaman ise, senin bütün sermayen işte bundan ibarettir. Bir yere iyilik fidanı dikeceksen bu anda dik ve hizmetini yapmakta acele et. Çünkü zaman elinden kayıp gitmektedir.

Yüce Allah’ın insanlara rahmetini ve nimetlerini çokça ihsan ettiği belli vakitler, belli mevsimler vardır. Haftanın günleri arasında Cuma; kameri aylardan olan Recep, Şaban ve Ramazan bu türden feyiz ve bereketi bol zaman dilimlerindendir.

 

Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır.

1- Regâib, Receb’in ilk cuma gecesi
2- Mirac Receb’in 27. gecesi
3- Berat Şaban’ın 15. gecesi
4- Kadir Gecesi ise Ramazan ayının 27. gecesi

Zünnun-i Mısri üç aylar hakkında şöyle demiştir:

“Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan hasat ayıdır.”

Üç Aylar Girince Yapılacak Dua
Peygamberimiz (s.a.v.) Recep ayı girdiği zaman şöyle dua ederdi;

“Allah’ım Recep ve Şaban’ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan’a kavuştur” (İbn Hanbel, I, 259).

RECEB AYININ ÖNEMİ.

Kamerî ayların yedincisi aynı zamanda “üç aylar”ın ilkidir. “Receb” kelimesi; herhangi bir şeyden korkmak, utanmak veya bir kimseyi heybetinden dolayı yüceltmek manalarına gelir.

Receb, tazim ve saygı anlamına gelir. îslâm öncesi Araplar Receb ayına ayrı bir ehemmiyet verirler, saygı gösterir ve şanını yüceltirlerdi.

Receb ayı gelince kılıçlar kınına sokulur, oklar torbalarına yerleştirilir, derin ve kanlı husumetlerin üzerine geçici de olsa bir sükûnet örtüsü çekilirdi.

Artık o gürültülü ve korkunç çöller tatlı bir huzurun baharına dalar, her taraf bir güven ve selâmet sahasına dönerdi.

Öyle ki, bu ayda bir kimse babasının katiline rastlasa bile başını kaldırıp kaşına bakmazdı. Bu aya “sağır ay” denilmesi de sükûnet mevsimi olmasındandır.

Cahiliye devrinde Araplar, putları için bu ayda kurban keserlerdi. Araplar arasında mukaddes bilinen Receb ayı, haram aylardan biridir. Diğer üç haram ay ise, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir; «Allah’ın en seçkin ayı Receb’tir. O Allah’ın ayıdır. Kim Receb ayını yüceltirse Allah’ın emrini yüceltmiş olur. Kim Allah’ın emrini yüceltirse Allah onu naim cennetlerine sokar ve ona Allah’ın en büyük rızası vacip olur.»

“Ramazana hazırlık” Recep ayının gelmesiyle başlar hale gelmiştir. Bu mübarek aylar içerisinde öyle feyizli ve bereketli geceler vardır ki, Yüce Allah’ın rahmet ve mağfireti, bu gecelerde mü’minler üzerine yağmur gibi yağar. Receb ay’ı, içinde iki kandil gecesi bulunması açısından da faziletli bir aydır. Receb ayının ilk cuma gecesi Regaib kandilidir.

Receb ayına “sağır ay” denilmesinin bazı hikmetleri vardır:

1.) Bu ay haram aylardan olmasından dolayı sükunet mevsimidir.

2.) Bu ayın bereketi hürmetine, bu ayda işlenen günah ve hataları Receb ayı manen duymamakta, müminlerin sadece sevaplarına şahitlik etmektedir.

“Receb ayının fazileti ile ilgili veya bu ayda tutulacak orucun, o ayın belirli bir zamanında tutulacak orucun, belirli bir gecede yapılacak ibadetin fazileti ile ilgili olarak hüccet olmaya elverişli hiçbir sahih hadis bulunmamaktadır.” (İbn Hacer, Tebyînü’l-aceb bimâ verede fî şehri Receb, s. 23)

Bununla birlikte Receb ayının başlangıcında dua etmenin ilk dönemden itibaren bilinmektedir. Nitekim, Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’ın şöyle dediği rivayet edilir:

“Şu beş gecede yapılan dua reddedilmez:

Perşembeyi Cumaya bağlayan Cuma gecesi,

Receb ayının ilk gecesi,

Şaban ayının ortasındaki Berat] gecesi

İki bayram öncesindeki arefe gecesi.” (Abdürrezzak, Musannef, IV, 317 (7927 no’lu rivayet)

 

Recep Ayının Mükafatı Boldur Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder.

  • Receb ayında 1 gün oruç tutana, 1 yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur.
  • 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır.
  • 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır.
  • 10 gün oruç tutana, Allah istediğini verir.
  • 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der.

 

REGAİP KANDİLİ

Recep ayının ilk Cuma gecesi olan Reğaib kandili, Yüce Allah’ın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibâdetlerine karşılık çok ecir verdiği bir rağbet gecesidir.

Bu gece, üç aylık mübarek ahiret pazarının ilk sergisidir.

Bir arınma ve aklanma, nurlanıp paklanma fırsatıdır.

Kurumuş çatlamış topraklar için su neyi ifade ediyorsa, Mevlâ’ya âşık gönüller için de bu gece odur. Salih amelden mahrum olanların kurumuş kalpleri için de bu gece odur.

Reğaib kandili; Recep ayındaki Mi’rac; Şaban ayındaki Berat kandillerini, Ramazan ayını, Ramazan ayı içerisindeki Kadir gecesini, Ramazan ve Kurban bayramlarını müjdeleyen mübarek bir gecedir.

 

HER ŞEYE RAĞMEN ÜÇ AYLARI NASIL DEĞERLENDİRELİM?

1-Noksanlarımıza dair bir liste tutalım. Onları tamamlamaya ve düzeltmeye çalışalım.

2-Her zaman ve her yerde dindar yaşamaya karar verelim. Verelim ki dünyada mutsuz, ahirette müflis olmayalım.

3-Üzerimizde kul hakkı varsa ve maddî bir şeyse onları sahiplerine hayatta iseler teslim edelim, hayatta değil iseler, onlar adına üzerimizdeki hakları kadar onlar adına hayır hasenat yapalım. Bu işlemden sonra Allah’tan af ve mağfiret isteyelim.

4-Her gün Kur’an’dan bir bölüm meal ve tefsiriyle birlikte okumayı adet haline getirelim. Müslümana ilim farz, cehalet haramdır.

5-Dengeli yiyelim, dengeli konuşalım, dengeli uyuyalım, beş vakit namazı vaktinde kılalım, çok okuyalım. Okuyacaklarımızın içinde muhakkak imanımıza kuvvet veren eserler olsun.

6-Zikrimizi, şükrümüzü, fikir ve tefekkürümüzü artıralım.

7-Teheccüd ve Hacet namazlarının kazandıracağı moral ve ümitten mahrum kalmayalım. Bu hususta nefsimizi ikna için Vehbi Karakaş hocanın Niçin Namaz, Allah ve Namaz Nasıl Anlatılmalı, Namaza Nasıl Başlanır ve Üç Aylar adlı kitaplarından ve benzeri kitaplardan yardım alalım.

8-Kasa ve kesemizin ağzını açalım, zekât, sadaka, hayır ve hasenatla fakir fukaranın yüzünü güldürelim. Bu dünyadan ahrete gitmiş sevdiklerimizin adına hayır-hasenat yapalım.

9-Çocuklarımızla beraber ders ve ilim meclislerine katılalım, alim-ulemayı ihlaslı Kur’an okuyanları dinleyelim, gerekirse evlerimizde böyle meclisler oluşturalım. Böyle şeylere önem verdiğimizi çocuklarımızın da görmesini ve yaşamasını sağlayalım. Tarihî camileri ve muhterem zatların türbelerini çocuklarımızla beraber ziyaret edelim, Fatiha ve dualar okuyalım. Türbelerden ve türbelerde medfun bulunan zatlardan bir şey beklenmeyeceğini hatırlatalım.

Yine Alemlerin Rabbine el açıp: “Allahım! Makbul kulların hürmetine, bizi de kabul et, şerlerden uzaklaştır, razı olduğun iyilerle ve iyiliklerle bizi yaşat, haşret ve cennetine koy.” şeklinde dua edebileceğimizi çocuklarımıza söyleyelim.

10-Zekât ve sadakalarımızı mümkünse çocuklarımızın eliyle gönderelim, camilerde cemaatle namaza katılalım.

Verdiklerimizin arkasına düşmeyelim, başa kakmayalım. Sadaka ve zekâtlarımızı verirken mahcup ve mütevazı bir eda ile verelim.

11-Bize yapılan kötülükleri mümkünse unutalım, iyilikleri asla unutmayalım. Bu Peygamberimizin önemli sünnetlerindendir. Kusura bakmayalım, affedici olalım ve gönül kırmayalım.

Yunus der ey hoca, İstersen var bin hacca,

Hepsinden iyice, Bir gönüle girmektir.

12- “Alimler peygamberlerin varisleridir.” Dolayısıyla Peygamber ahlaklı ve peygamber ihlaslı âlimlerimizin üzerimizde çok hakları vardır. Onları unutmayalım ve onlara karşı edepte, hürmette ve muhabbette kusur etmeyelim.

13-Tehlike anında dua korkudandır, her zaman dua sevdadandır. Her zaman dua Peygamberimizin sünnetidir. Dua bizim zırhımız, kalemiz ve siperimizdir. Hiçbir zaman duadan ayrı kalmayalım. Namazlarımızın arkasından tesbihatı yapalım.

14-Hatalarımızdan dolayı özür dilemesini ve af istemesini bilelim.

15-Recep ayı ve Regaip gecesi cehennemden kurtuluşumuza, Şaban ayı ve Berat gecesi berat fermanımızı almamıza, Ramazan ayı ve Kadir gecesi, cennetten Rabbimizin doyulmaz cemalini seyretmemize vesile olsun, üç aylarımız mübarek olsun.

Bu duygu ve düşüncelerle hepimizin mübarek Üç Aylar’ını ve Regâib Kandil’ini tebrik ediyorum. Üç Aylar’ın rahmet, şefkat, sevgi ve bereket ikliminin bütün dünyayı kuşatmasını; insanlığın hidayetine, huzur ve barışına vesile olmasını ve yapacağımız dua ve ibadetlerin kabul olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyor; hutbemi Efendimiz (s.a.s.)’in şu mübarek dualarıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Receb ve Şa’ban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, IV, 189)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu